Boş zamanlarımda evimizin dizaynı konusunda... çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل على بعض التصميمات لمنزلنا في وقت فراغي |
Boş zamanlarımda bahçe ile uğraşıyorum. Bunları sevebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | أرعى الزهور في وقت فراغي ظننت أنه قد تعجبك هذه |
Boş zamanlarımda bitireceğim. Başıma yeterince sorun açtı. | Open Subtitles | سوف انهيه في وقت فراغي تسبب لي بما يكفي من المشاكل |
Senin sorununu boş zamanımda çözdüm, parmak boyasıyla. | Open Subtitles | حللت مشكلتك في وقت فراغي بدهانات الأصابع |
Boş vakitlerimde tamir ediyorum. | Open Subtitles | كنت أقوم بترميمها في وقت فراغي |
Bütün boş zamanımı kendi tasarımım için harcıyordum. | Open Subtitles | أمضيت كلّ وقت فراغي على عمل تصميم خاص بى |
Yazmak para kazanmak için yaptığım birşey. boş zamanlarımı da yazarak geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | الكتابة هو ما أفعله للعيش لا أريد قضاء وقت فراغي في الكتابة |
Boş zamanlarımın tümünü eski sevgilime sapıklık yaparak geçirmiyorum. | Open Subtitles | اتعلم, مطاردة عشيقي السابق في الواقع ليس الشيئ الوحيد الذي اقوم به في وقت فراغي |
Özel eğitim öğretmenliği yapıyorum, terk edilmiş köpeklere bakıyorum ve Boş zamanlarımda kör çocuklara kitap okuyorum. | Open Subtitles | حسنا انتم مجموعه لاترحبون بالغريب انا معلمه بالفطره وفي وقت فراغي |
Evet. Boş zamanlarımda bakmamı söylemişin. | Open Subtitles | أجل، لقد أخبرتني بأن أبحث فيه خلال وقت فراغي. |
ve aynı şeyi Boş zamanlarımda da yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | و أنا فقط لا أريد القيام بنفس الشي في وقت فراغي |
Evet, Boş zamanlarımda çok okudum bu konuda. | Open Subtitles | أجل، كنت أقرأ قليلاً مؤخراً في وقت فراغي |
Boş zamanlarımda ne yaptığımı gizli tuttuğun sürece bu ayarlanabilir. | Open Subtitles | استطيع تدبير ذلك طالما انتي كتومه عن ماافعله في وقت فراغي |
- Boş zamanlarımda bir sürü şey yapıyorum. | Open Subtitles | - هناك العديد من الأشياء لأفعلها في وقت فراغي |
Boş zamanlarımda ne mi yaparım? | Open Subtitles | إذًا ماذا أحب أن أفعل في وقت فراغي ؟ |
Evet, Boş zamanlarımda "bulaşıcı hastalıkların kontrolüne dair uygulamalar ve temel ilkeleri" okumaya bayılırım zaten. | Open Subtitles | بالفعل,أحب القراءة "مبادئ التحكم في العدوي الفيروسية" في وقت فراغي |
boş zamanımda parkurda koşabileceğimi söylediler. | Open Subtitles | لقد اخبرت اني استطيع ان التحق بالبرنامج في وقت فراغي |
Çevre avukatı. Ve boş zamanımda yaşlı blues müzisyenlerinin telif ücretlerini ödemeyen plak şirketlerine dava açıyorum. | Open Subtitles | محامية البيئة وفي وقت فراغي أقاضي شركات التسجيل |
Kolejdeyken branşım matematikti ve boş zamanımda iklim bilgilerini çözümleyecek bir algoritma geliştirdim. | Open Subtitles | أنا كنت متخصص بالرياضيات في الجامعة وفي وقت فراغي أتيت بمعادلة لتقدير التغير المناخي |
Boş vakitlerimde kendilerini takip ederim. | Open Subtitles | أشاهده في وقت فراغي. |
Bütün boş zamanımı kendi tasarımım için harcıyordum. | Open Subtitles | أمضيت كلّ وقت فراغي على عمل تصميم خاص بى |
Bana gelince boş zamanlarımı yeni tanıştığım iş arkadaşlarımı hamile bırakmakla geçiriyordum. | Open Subtitles | بالنسبة إلي، أمضيت وقت فراغي بجعزل زميلة قابلتها مؤخراً حاملاً مني أنت حامل؟ |
Boş zamanlarımın tamamını tıp çalışmak için harcıyorum, böylece Dr. Cox'a başka bir aptal cerrah olmadığımı ispatlayabileceğim, ama ne zaman kitabı açsam, kafamdaki ses: | Open Subtitles | أمضي وقت فراغي في دراسة الطب لأثبت لدكتور (كوكس)... أني لست جراحاً أحمقاً آخر |
Günlerimizi birbirimize göre planlamaya çalışıyorum. Bebeği takip etmeyi bıraktığımızdan beri daha çok boş zamanım var. | Open Subtitles | آسفة، لكن عليَّ أن أملأ يومي بالأحداث فإن وقت فراغي زاد حيث أننا لن ننجب |
Bakkal alış-verişi ve bebeği eğlendirme arasındaki boş vaktimde. | Open Subtitles | في وقت فراغي بين محل البقالة و المتنزه و حفل الطفل |
Ama yığınla okunacak şey var ve Giles da kalan boş zamanı eğitimle dolduruyor. | Open Subtitles | ولكن قرءاتي تتصاعد وجايلز يملئ كل وقت فراغي بالتدريبات 47 00: 05: 33,134 |