"وقت واحد" - Traduction Arabe en Turc

    • aynı anda
        
    • birden
        
    • anda iki
        
    • bir zamandır
        
    • kerede
        
    • eş zamanlı
        
    • tek seferde
        
    • tek tek
        
    • aynı zamanda
        
    • hem
        
    • bir anda
        
    • seferinde
        
    • Bir seferde
        
    • Teker teker
        
    Bu her atom aynı anda iki farklı yerde demektir, buda şu anlama gelir, küçük metal parçasının hepsi iki farklı yerde bulunur. TED وهذا يعني ان كل ذرة موجودة في مكانين مختلفين في وقت واحد وهذا يعني ان الجسيم المعدني موجود في مكانين في وقت واحد
    Küresel ısınma hepimizin başına aynı anda gelen bir gerçek. TED الاحترار العالمي هو شيء يحدث لنا جميعا، في وقت واحد.
    Artık gerçeği biliyorsunuz. aynı anda elinizde 40 dava bulunabilir. Open Subtitles حسناً, قضاياكم الجارية قد تكون 40 قضية في وقت واحد.
    Boynumdan aynı anda, yan yana iki yerden birden ısırdılar,... Open Subtitles الباعوض هنا مزعج جداً .. لقد لسعتني بعوضتين في عنقي في وقت واحد ..
    Şu lavı durdurduğumuzda elinizdeki herşeyi aynı anda kullanın, böylece kabuk bağlar. Open Subtitles عندما نحصل عليهما،قم بإلقاء كل شيء عليها فى وقت واحد لعمل قشرة
    Tüm o insanlar buraya aynı anda nasıl getirilebilir ki? Open Subtitles كيف تجمع كل هؤلاء الناس هنا في وقت واحد ؟
    Bu kadar şeyi aynı anda nasıl idare edebildiğini gerçekten anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم بصدق كيف يمكنها عمل أشياء كثيرة في وقت واحد
    Ona aynı anda mesaj atıp planörle uğraşma diye defalarca söyledim! Open Subtitles لقد توسلت اليه كي لا يكتب رسالة ويتزلج في وقت واحد
    Bu 10 numuneyi aynı anda kafese yerleştiriyorsunuz. TED يمكنك وضع هذه العينات 10 في وقت واحد في القفص.
    Tam şu anda, evimizdeki tüm alarmlar aynı anda çalıyor. TED الآن يدق كل إنذار في منازلنا في وقت واحد.
    Peki aynı anda hem titreşmesi hemde titreşmemesi ne anlama geliyor? TED ولكن ماذا يعني أن يهتز الجسيم .. ولا يهتز في وقت واحد
    Mikrodalga menzilinde idi, ve her yönden,aynı anda geliyor gibi görünüyordu. TED لقد كانت على نطاق الموجات الدقيقة, وكانت على ما يبدو اّتية من جميع الإتجاهات في وقت واحد.
    Beş altı tane birden yapıştırmak zorunda kalıyordu ama işe yaradı. Open Subtitles كان لا بد أن يلبس خمسة أو ستة في وقت واحد ، لكنه عمل
    "aynı anda iki şey yapmak, her ikisini de yapmamaktır." TED ‫أن تفعل شيئين في وقت واحد‬ ‫يعني أن لا تنجز أيًّا منهما.‬
    Toplum bir kerede ancak bir değişimi kabullenebilir. Open Subtitles أي مجتمع لا يتحمل أكثر من طفرة في وقت واحد
    Birbiriyle çatışan fikirlere eş zamanlı olarak beyninizde yer veremezsiniz, zira bunlar aklınızı karıştırır, zor gelir. TED لن تسمح بالكثير من الأفكار المتضاربة تدور في ذهنك في وقت واحد لأنها ربما تربكك وتهددك
    tek seferde 1 çuval Katamine kargoyla ihraç edilir. Open Subtitles كيس واحد في الكيتامين حقيقية تصدير البضائع في وقت واحد.
    O halde, oyun süresinde sembol hangi tankın önce ateşlendiğine tek tek bakıyor. Open Subtitles اللعبة تقوم بالأستجابة فقط لشخص في وقت واحد
    Doğrusu, merkezi beynin bütün öğeleri aynı zamanda yönetmesini gerektirir. TED ان الامر يتطلب حيوية المنطقة الدماغية الوسطى لكي تستطيع ان تتناغم مع كل تلك العناصر في وقت واحد
    Bunların birkaç milyonu bir anda dışardadır. TED وأنت تسمح لبعض الملايين منهم بالخروج في وقت واحد.
    Her seferinde sadece tek bir kız çığlığıyla başa çıkabiliyorum. Open Subtitles يمكنني فقط التعامل مع صراخ فتاة واحدة في وقت واحد
    Hepsini Bir seferde yaparlarsa, pokere başlar başlamaz 'all-in' yapmak gibi bir şey olur. TED وان قاموا بذلك في وقت واحد فان ذلك يشابه وضع كل اموالك على طاولة الرهان
    O halde Teker teker bakmamız gerekecek. Open Subtitles حسناً الا يمكننا ان ناخذهم كلهم فى وقت واحد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus