Ve 7 aylık tasarlanan ömrü için bu görevi çok iyi yaptı. | TED | وقد فعل ذلك بشكل جيد طوال مدة حياته المقرَّرة وهي سبعة أشهر. |
Bunu art arda 50 defa yaptı. Her defasında aynı etkiyi gözlemledi. | TED | وقد فعل هذا 50 مرة على التوالي، وكان دائمًا يلاحظ نفس التأثير. |
Buna uyum sağlaması gerekiyordu ve çabuk olmalıydı, o da yaptı. | Open Subtitles | لذا كان عليه أن يدخل أجواء ذلك وبسرعة وقد فعل ذلك. |
Aileni durdurmak istedi. Yapacaklarını durdurmak istedi. Dediğini de yaptı. | Open Subtitles | ودّ منعهما عن كلّ ما آمنا بوجوب إتمامه، وقد فعل. |
11 buçuk gün boyunca, bunu bölümler halinde bunun gibi muhteşem görüntüler alacak şekilde yaptı. | TED | لمدة 11 يوماً ونصف اليوم، وقد فعل ذلك في قطاعات، بدقة كافية ليلتقط صوراً مذهلة كهذه. |
Evlat edinen birçok aile çocuğun geçmişini silmeye çalışır. Gail ve Gene bunun tam tersini yaptı. | TED | العديد من الأباء حين يتبنون، يقومون بمحو تاريخ الطفل بالفعل. وقد فعل جين و جال العكس تماما. |
Oraya, herkesten önce gitmekte kararlıydı, öyle de yaptı. | Open Subtitles | لقد عزم على دخول المدينه قبل أى شخص أخر، وقد فعل |
Onun hatası değildi, elinden geleni yaptı. | Open Subtitles | لم يكن خطأه وقد فعل افضل ما يمكنه كان المخطئ ظاهريا |
Hep, böyle birşey yapabileceğini söylerdi, ve yaptı da. | Open Subtitles | لقد عرفنا دوماً أنه سيُقدم على شيء كهذا في النهاية، وقد فعل. |
Hep, böyle birşey yapabileceğini söylerdi, ve yaptı da. | Open Subtitles | لقد عرفنا دوماً أنه سيُقدم على شيء كهذا في النهاية، وقد فعل. |
Size bir şey anlatacağım. Söylediği her şeyi yaptı. Ve beni havaya kaldırabilen tek erkeğin Buck olduğunu biliyor muydunuz? | Open Subtitles | وقد فعل ما قال إنه سيفعله وكان الوحيد الذي استطاع ترويضي انه رجل يدير الأمور |
Karısına telefonu kapatsın diye 200 verdim. yaptı çünkü! | Open Subtitles | اعطيته 200 دولار ليغلق الخط مع زوجته وقد فعل |
Çok kötü yaptı, en düşük notu aldı. | Open Subtitles | وقد فعل ذلك بشكل سيئ، حصلت على أدنى علامات |
Belki zamanında ona da doğru gelmemiştir ama ailesi için ne istediğini biliyordu ve yapması gerekeni yaptı. | Open Subtitles | ربما لم يكن يناسبه ذلك أيضاً ولكنه عرف ما كان يريده من أجل عائلته وقد فعل ما توجب عليه القيام به |
Şeyh Sayid bunu oldukça iyi bir şekilde yaptı. | TED | وقد فعل ذلك الشيخ زايد بشكل جيد |
O da istediğim her şeyi yaptı, aynı senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | وقد فعل لي كل ماأريد مثل مافعلت انت |
O da istediğim her şeyi yaptı, aynı senin yaptığın gibi. | Open Subtitles | وقد فعل لي كل ماأريد مثل مافعلت انت |
Ama kan ve bir çok kayıp ile beraber bunu sevgisinden yaptı. | Open Subtitles | وقد فعل هذا بدافع من حبُ نقي لمدينته |
Tam olarak da bunu yaptı. | TED | وقد فعل ذلك بالضبط. |
Bunu bir kaç defa yaptı. | Open Subtitles | وقد فعل هذا العديد من المرات |