Daha sonra çoğu kişinin emekliliği düşünmeye başladığı yaşlara geldiklerinde o değerlere geri döndüler ve giderlerini azaltıp gösterişsiz bir şekilde yaşamaya ve küresel yoksullukla mücadele etmek için hem paralarını, hem de zamanlarını ayırmaya karar verdiler. | TED | وقرروا أن يستقطعوا من نفقاتهم، للعيش بتواضع ، و إعطاء كل من المال و الوقت للمساعدة في محاربة الفقر العالمي. الآن ، قد يقودك ذكر الوقت إلى التفكير ، حسناً ، هل على التخلي عن وظيفتي و التفرّغ |
Hesap yaptılar ve bu operasyona devam etmenin riskli olduğuna karar verdiler. | Open Subtitles | لقد أجروا حساباتهم وقرروا أن الإستمرار في هذه العمليه خطير للغاية. |
Bir grup kurmaya karar verdiler ve bu grup dünyayı değiştirdi. | Open Subtitles | وقرروا أن يبدأو فرقة والتي غيّرت العالم |
Oyun alanını dengelediler ve önemli olanın anatominin farklılıkları yerine benzerlikleri olduğuna karar verdiler. Ve bu çok radikalce bir hareketti. | TED | جعلوا مجال اللعب ذلك مستوى وقرروا أن التشريح الذى يهم كان قاسماً مشتركاً وموحداً لعلم التشريح , ليس الفرق في علم التشريح . وذلك كان شيئا جذرياً بالحق . |
Sonuç olarak, bir sabah hükümet uyanıp da yapılması gereken şeyin bu olduğuna karar verdiler diye, şirketler yeraltı sularını kirletmeye ya da 10 yaşında çocukları çalıştırmaya son vermediler. | TED | فبعد كل شيء، الشركات لم تتوقف عن تلويث المياه الجوفية لأن ضميرها استفاق، أو عن توظيف أطفال في عمر العشر سنوات، فقط لأن رؤساءها استيقظوا يوماً وقرروا أن إيقاف عمالة الأطفال هو الأمر الصحيح الذي يجب فعله. |