Böylece ben ve kuzenim komşu eyaletlerdeki sınıflandırılmış olanlara bakmaya başladık. | Open Subtitles | لذا أنا وقريبي بدانا نبحث في الاعلانات الصغيره في الولابات المجاورة |
O ve kuzenim, Bronx'taki şu radikal imamı izliyorlar. | Open Subtitles | {\cH000000\3cH65CDE7} الإسلام بريء من تلك الأفعال بالتأكيد هي وقريبي يتبعون ذلك "الإمام المُتطرِّف في "برونكس |
Tuzun beni susuz bıraktığını biliyorsun ve kuzenim William biber fabrikasındaki bir kazada ölmüştü. | Open Subtitles | أنت تعرف أن الملح يجعلني أتطلب ماء وقريبي "وليام" دفن حتى مات في حادث مصنع فلفل |
Ben ve kuzenim Cosmo, çan melodisi çıkaran bir şey yapmıştık. | Open Subtitles | أنا وقريبي (كوزمو) قمنا بعملية إحتيال "ضبط الجرس". |
Kuzenim Gomez diğer kuzenim Gomez'in partisini ekmişti ve kuzenim Gomez sırtından vurulmuştu resmen. | Open Subtitles | قريبي (غوميز) لم يحضر حفل قريبي (غوميز) الآخر، وقريبي (غوميز) شعر بطعنة في الظهر. |
Oğlum, HidaIgo. ve kuzenim, Vinny. | Open Subtitles | وإبني (هيدالغوا) ، وقريبي (فيني) |
Sadece sen ve kuzenim David. | Open Subtitles | أنتٍ وقريبي (ديفيد) فقط |