Ama yanıma bir maske ve eldiven de almıştım çünkü planım basitçe Stan'i tehdit edip ödülü almaktı. | Open Subtitles | لكنّي أحضرتُ قناعاً وقفازات كذلك، لأنّي أردتُ أن أهدّده ببساطة وأسرق الجائزة. |
Sadece tüylü bir şapka ve taş görünümlü eldiven lazım. | Open Subtitles | أنا بحاجة فقط لطاقية فرو وقفازات على شكل صخور |
- Dün sadece 6 tane tuvalet ve eldiven gerektiren etkinlik vardı ve opera da bunlardan biriydi. | Open Subtitles | فقط ستة فعاليات أقيمت ليلة أمس تتطلب ثوباً وقفازات المساء والأوبرا كانت واحدة |
Küçük adam. Özel aletler, özel eldivenler. | Open Subtitles | بواسطة رجال صغار ومعهم أزاميل صغيرة للغاية وقفازات كبيرة |
Gelinlik giyip, beyaz eldivenler takabilir miyim? | Open Subtitles | هل استطيع ان ارتدي فستان ابيض وقفازات بيضاء؟ |
Uzun boylu, mavi gözlü. Kareli paltosu, şapkası, atkısı ve eldivenleri vardı. | Open Subtitles | هو طويل عيناه زرقاوين يرتدي معطف وقبعة وشاح وقفازات |
Her bölüme yanık malzemesi, cerrahi tepsi ve eldiven getirilsin. | Open Subtitles | نحتاج إلى لوازم الحروقات وأحواض جراحية أردية وقفازات في كل مكان |
Cafcaflı bir şey yoktu. Bebeklik giysileriyle birkaç teki olmayan eldiven işte. | Open Subtitles | لا شيء فاخر كسوة رضيع وقفازات متباينة |
Büyük bir güneş gözlüğü, bir şapka bir atkı, bir eldiven aldım. | Open Subtitles | اخذت نظارات شمسية, قبعة, وشاح, وقفازات |
Bu adamı arkaya götür, şort ve eldiven ver. | Open Subtitles | خذه في الخلف وألبسه شورت وقفازات |
Ayrıca naylonla eldiven de lazım. | Open Subtitles | ؟ أيضا أريد أبسطة بلاستيكيه وقفازات ... |
Ayrıca naylonla eldiven de lazım. | Open Subtitles | أيضا أريد أبسطة بلاستيكيه وقفازات ... |
- ilkyardım kutusu ve eldiven. | Open Subtitles | -مجرد جهاز قراءة النبض وقفازات |
- Damar yolu kiti ve eldiven lazım. - Haydi. Haydi. | Open Subtitles | - معقمة وقفازات مركزيّ أنبوب لعدة أحتاج |
Önlük ve eldiven giy. | Open Subtitles | أحضروا رداءً وقفازات. |
Temiz önlük ve eldiven. | Open Subtitles | -رداء وقفازات نظيفة |
Oradan el örgüsü çorap ve eldivenler satın alabilirsin. | Open Subtitles | حيث يمكنك ِ شراء جوارب وقفازات محاكة يدويا |
Giriş çok sıkı kontrol edilecek, yani herkes kıyafet giymiş olacak, eldivenler, maskeler, galoşlar. | Open Subtitles | إمكانية الدخول محدودة، لذا ليرتدي الجميع ثياب وأحذيه إضافية، وكذلك أقنعة وقفازات. |
Suçlu gibi dururlar siyah bir yüz maskesi, eldivenler. | Open Subtitles | انها تبدو مثل المجرمين. أنها حصلت على قناع أسود وقفازات. |
Ayrıca, onlara emniyet yelekleri, eldivenler, yağmurluklar ve şehri yüksek çözünürlükte görmeleri için gözlükler veriliyor. Carroçaları da bu arada mükemmel gönüllülerimizce yenileniyor. | TED | بالإضافة، فإن جامعي النفايات يستلمون أيضا قمصانا وقفازات واقية ونظارات شمسية ومعاطف واقية من المطر حتى نرى المدينة بحق في حين أن عرباتهم تُرمم عن طريق متطوعينا الرائعين. |
Uzun boylu, mavi gözlü. Kareli paltosu, şapkası, atkısı ve eldivenleri vardı. | Open Subtitles | إنه طويل عيناه زرقاوين ويرتدي معطف وقفازات |
O örümcek adamlı eldivenleri de istiyorum. | Open Subtitles | وقفازات رجل العنكبوت هذه أيضاً |