Bu atom bombası günlerinde ölüme karşı yarışanların hastanelerde uyuşuk şekilde yatanların elektrik akımı verilenlerin sinirleri uyuşturulanların yanındayım. | Open Subtitles | يصارعون الموت وقنبلة الأيام الذريّة. مع الّذين هم مخدرين في المصحّات, ويتلقون الصدمات الكهربائيّة |
Çantanda paha biçilmez bataryalar ve bir atom bombası var. | Open Subtitles | لديك بطاريات لا تقدر بثمن وقنبلة ذرية في حقيبتك. |
Ben de tam, iki çorap ve bir el bombası 'Kral ve Millet'in kapağına uyar mı diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لكني أتساءل إن كانت جوربين وقنبلة يدوية هي حقاً مانريد ليكون على غلاف "الملك والدولة". |
Hayir, bir saatli bomba. Aslinda hem ölüm tuzagi, hem de bir saatli bomba. | Open Subtitles | لا، إنه قنبلة موقوتة، حسناً إنه مصيدة موت وقنبلة موقوتة معاً |
Evet. 4 yıllık bir zombi kıyameti ve nükleer bomba birleşince bu oluyor. | Open Subtitles | نعم. حسنا أربع سنوات من كارثة الزومبي وقنبلة نووية ستفعل ذلك |
Diğer bir bomba ise El-Brieh belediye başkanı İbrahim Tawil'in evinde bir bomba imha uzmanını kör etti. | Open Subtitles | وقنبلة أخرى أعمت شخص من خبراء المتفجرات في منزل "إبراهيم الطويل" رئيس بلدية البيرة |
Ateşleyici halkalı sis bombası. | Open Subtitles | وقنبلة دخان يدوية من السهل سحب إبرتها |
Ateşleyici halkalı sis bombası. | Open Subtitles | وقنبلة دخان يدوية من السهل سحب إبرتها |
Bir pompalı ve bir el bombası. | Open Subtitles | بندقية وقنبلة يدوية |
Makineli tüfek ve el bombası. | Open Subtitles | رشاشة... وقنبلة يدوية |
- Tüm bu Ar Rissalah bomba tehdidi. | Open Subtitles | "كل فيما يتعلق بـ"الرساله وقنبلة التهديد |
Tamam, söz veriyorum senin kirli bir bomba olduğunu söylemekten kaçınacağım. | Open Subtitles | حسناً, أعدك أننى سأمتنع عن قول: "بِن ريكر وقنبلة قذرة" فى نفس الجملة. |
Geçen yaz, Kerbela'da, evet. Arabaya yerleştirilen bomba 16 can almıştı. | Open Subtitles | الصيف الماضي، كنا في (كربلاء)، صحيح وقنبلة السيارة تلك قتلت 16 شخص |