Bu kas dinamiği etkileşimi kas tendonu içindeki biyolojik sensörlerin sinir yoluyla merkezi sinir sistemine bilgi aktarımı yapıyor, tendon uzunluğu, hızı ve gücü hakkında bildirim yapıyor. | TED | تفاعل العضلات الديناميكي هذا يدفع أجهزة الاستشعار الحيوية الموجودة داخل وتر العضلة لإرسال المعلومات عبر العصب إلى الجهاز العصبي المركزي، معلوماتٌ تدل على طول الوتر وسرعته وقوته. |
Aşağı uzanıp onu elime alır almaz, hayvanın hızı ve gücü ve atikliği karşısında çok şaşırdım ve bundan çok etkilendim. | TED | ونزلت للأسفل وأمسكت به وفي الحال صرت مفتونا وأعجبت بسرعته وقوته وخفة حركته |
Onun adı Bay Sinirli, ve gücü de sınırsız öfkesinden geliyor. | Open Subtitles | اسمه سيد الغضب، وقوته تنبع من الغضب اللامحدود |
Bak, eğer 1.500 yıl önce yaşıyor olsaydık boyutları ve gücü sebebiyle o, dişisini seçme hakkına sahip olurdu. | Open Subtitles | انظر، إذا كان هذا قبل 1500 سنة استنادا ً إلى حجمه وقوته كورت سيكون عنده الحق في إختيار شراكاته النسوية |
Gücünü ve parasını bilgi edinmek için kullanıyor. Ne kadar bilgi edinirse, parası ve gücü o kadar fazla oluyor. | Open Subtitles | أنه يستخدم قوته و ثروته لــجني معلومات كلما جمع أكثر , كلما زادت ثروته وقوته |
Yine de taşın görünüş zamanı ve gücü bir şekilde bu suçlarla bir ilgisi olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | لكن مع ذلك, توقيت ظهور الحجر وقوته تشير إلى اضطلاع أحدهم بهذه الجرائم |
Shinobinin tek değer verdiği şey prensipleri ve gücü olmalı! | Open Subtitles | لا يُحترم الشينوبي إلا بأفعاله وقوته. |