"وكانت تلك" - Traduction Arabe en Turc

    • bu
        
    • buydu
        
    bu, birbirimiz hakkında bilgi sahibi olup desteklemekle ilgiliydi ve böyle sürdü. TED وكانت تلك هي روح معرفة ودعم بعضنا البعض والتي سيطرت على الأجواء.
    Utanan hayvanlar kaçtılar ve bu kendilerini böyle açıkça gösterdikleri son sefer oldu. TED هربت الحيوانات محرجة، وكانت تلك المرة الأخيرة التي كشفوا بها أنفسهم بهذه الطريقة.
    Bana dedi ki bu sahte evraklar medya ile alakalı ve yapmak zorunda olduğu en yararsız şeydi. TED واخبرني ان هذه الوثائق كانت لأغراض إعلامية وكانت تلك الاقل فائدة من تلكم التي قام بها
    Ve ben tıp fakültesindeyken aldığım mesaj buydu. TED وكانت تلك هي الرسالة التي استوعبتها. عندما كنت في كلية الطب.
    Ders buydu. Ilham veren olay buydu. TED وكان هذا هو الدرس. وكانت تلك اللحظة الملهمة.
    1950'de Türkiye ilk özgür ve adil seçimlerini yaptı. Daha otokratik, laik rejim böylece sona erdi, ki bu rejim Türkiye'nin doğuşuydu. TED ففي 1950 جرت اول انتخابات حرة في تركيا والتي انهت عصر الاستبداد العلماني وكانت تلك الانتخابات بداية انطلاقة تركيا
    Ona göre bu da bizim uymamız gereken bir şeydi. TED وكانت تلك هي الأشياء التي اعتقدت جدتي علينا تفاديها.
    bu "Arabistanlı Lawrance" filminin yeniden düzenlenip tekrar yayınlandığı yıldı. TED وكانت تلك السنة التي استرجعوا فيها وأعادوا إنتاج "لورانس العرب."
    Kapıyı kaşfedilmemiş bir dünyaya şans eseri açan bu aletti. TED وكانت تلك الأداة التي فتحت الباب مصادفة الى عالم آخر غير مستكشف.
    Onların bu azim ve kararlılığı bana ve kardeşlerime de destek ve kararlılık getirdi beni McPherson'a getiren bu kişisel deneyimlerimdi. TED وقوتهم والتزامهم قدمت الدعم والاستقرار بالنسبة لي ولأشقائي، وكانت تلك التجارب الشخصية هي التي جلبتني إلى ماكفرسون.
    bu iki özellikle şu an gördüğünüz fotoğrafları yarattım. TED وكانت تلك الخاصيتين اللاتي جعلنني قادراً على إنشاء الصور التي ترونها الآن.
    bu ilk kez Jupiter tarafından saptırılıp değişmeye başlamasına yetecek kadar güneşe yaklaştığı tarihti. TED وكانت تلك هي المرة الأولى التي يؤثر فيه كوكب المشتري ويحرف مساره. وأصبح قريبًا من الشمس بما يكفي ليبدأ بالتغير.
    İşte bu en parlak ve en büyük fikirlerin doğduğu öfke gecesiydi. TED وكانت تلك ليلة الغضب عندما ولدت واحدة من ألمع وأكبر الأفكار .
    bu bizim için büyük bir "Buldum!" TED وكانت تلك لحظة اكتشاف كبيرة بالنسبة لنا.
    Babam, okumanın dış dünyaya açılan bir pencere olduğunu gösterdi. bu, onların bize en büyük hediyesiydi. TED أوضح أن القراءة هي نافذة للعالم الخارجي، وكانت تلك هدية عظيمة منهم.
    bu mizahi, derin ve isyankar ifadeler stratejik olarak Soho'nun sanat sahnesi içerisinde dağıtıldı. TED وكانت تلك التعبيرات الفكاهية البليغة والمتمردة أيضًا منتشرة بشكل استراتيجي في شتى أنحاء الساحة الفنية في حي سوهو.
    Ve bu, eğitmeye devam ettiğimiz kadınlar sayesinde oldu. TED وكانت تلك النساء هنّ السبب في أننا استمررنا في التدريس.
    Ve bu Londra'nın gördüğü son kolera salgınıydı. TED وكانت تلك هي المرة الأخيرة التي لم يتفشى مرض الكوليرا في لندن بعدها.
    Fakat elbette ki, bilgisayarların sınırlarının gayet de farkındaydı ve çalışmalarının en önemli sonuçlarından biri zaten buydu. Open Subtitles لكنه كان يدرك جيداً حدود الحاسوبات وكانت تلك إحدى أهم نتائجه.
    Ama ona verebileceğim tek rahatlık buydu. Open Subtitles وكانت تلك التعزية البسيطة كل ما أستطيع تقديمه
    Sen de ona ahırda buluşalım diye mesaj attın o da tamam dedi. Attığı son mesaj da buydu. Open Subtitles لذا أخبرتيه بأن يقابلك في الإسطبل ووافق على هذا وكانت تلك أخر رسالة كتبها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus