- İkimize de yaptığı şeyin hesabını vermek zorundaydı. | Open Subtitles | .. وكان عليه أن يدفع ثمن . مافعله بنا، كلانا |
Ve savaşın o zamanlarında etrafa dağılmış gruplar pek yoktu bu sebeple her grubun kendi uçağı vardı ve bu uçmaya devam etmek zorundaydı ve gerçekten son sürat ilerliyorlardı. | Open Subtitles | وفى هذا الوقت من الحرب لم يكن هناك فائض فى القوات الجويه لذلك كل طاقم كانت لديه طائره وكان عليه أن يُبقى طائرته فى الجو وبالفعل لم نلحظ توقفاً فى حركة الطيران فى تلك الفتره |
Ve onu benim öldüreceğimden emin olmak zorundaydı. | Open Subtitles | وكان عليه أن يعلم أنني من سيقتله. |
Vimi'nin babasına saygın biri olduğu ispatlamak için müdür olmak zorundaydı. | Open Subtitles | وكان عليه أن يصبح مدير ليثبت لأبيه في Vimi وأنه كان يستحق. |
O ailesiyle gitmek zorundaydı. | Open Subtitles | وكان عليه أن يذهب مع عائلته. |
Yapmak zorundaydı... yaptı da. | Open Subtitles | وكان عليه أن... نفعل ذلك. |