Ama benim bugün saat 1'de randevum var ve üç buçuk saattir bekliyorum. | Open Subtitles | لكن أنا لدي موعد، وكان في الساعة الواحدة وكنت أنتظر لثلاث ساعات ونصف |
Onu tanıdığımızda 7 yaşındaydı ve bir koruyucu ailenin yanındaydı. | Open Subtitles | وعندما التقيناه كان عمره 7 سنوات وكان في دار رعاية |
Ortada oturan bir kadın vardı ve kadın bizi tutmak için bekliyordu. | TED | وكان هناك امرأة تجلس في وسطها، وكان في انتظار هذه المرأة تحمل بنا. |
Yeşil renkte giyinmişti ve yeşil bir akvaryumda gibiydi. | TED | كان يرتدي بدلة خضراء، وكان في حوض سمك أخضر. |
1986 yılında, insanlar ekolojik sorunlar ve çevre sorunları hakkında... ...konuşmaya başlamadan çok çok önce... ...bir bina iskeleti olarak kullanmak için... ...kağıt tüpleri test etmeye başladım. | TED | وكان في عام 1986، قبل بكثير من أن يبدأ العالم بالتحدث حول القضايا البيئية والقضايا الإيكولوجية بدأت سلسلة أختبارات لأنابيب الورق المقوى من أجل استخدامها كهيكل مبنى. |
8.000 yıldır şehirlerimiz var ve çocuklar evden çıkıp oynayabiliyorlardı. | TED | لقد كان عندنا مدن ل 8000 الاف سنة، وكان في وسع الأطفال الخروج من المنزل واللعب. |
27 yıllık tutsaklığından yeni kurtulmuştu ve birdenbire olan küresel simge statüsüne alışma dönemindeydi. | TED | كان قد أُطلِق سراحه للتو بعد 27 سنة من السجن، وكان في مرحلة استيعاب وتأقلم مع وضعه الجديد كأيقونة عالمية. |
ve bunu izledikten sonra, kendilerine gösterilen sıkıntı içerisindeki yabancılara kendi zamanlarından ne kadar ayırabileceklerini inceledik. | TED | وبعد مشاهدتهم له نظرنا إلى استعداد الناس لتقديم وقتهم لغريب قُدم لهم في المختبر وكان في محنة |
Bu Şili şehir tasarımında yeni bir şeydi ve aklımızda birkaç alternatif vardı. | TED | وكان هذا جديدًا في التصميم الحضري التشيلي، وكان في الأفق بديلين اثنين. |
Onu daha önce hiç bu kadar moralsiz ve utanmış görmemiştim ve bu 40. doğum günündeydi. | TED | لم أسمعه قط يتحدث وهو مطرق الرأس وخَجِل، وكان في ميلاده الأربعين. |
Richard bana geldi ve kötü görünüyordu. | TED | أتى إلي ريتشارد، وكان في حالة يرثى لها. |
ve bu -- yani, o zaman -- ki bu anlattığım 10 sene önce oldu -- Dalai Lama'nın ülkeyi terk edişinden 36 yıl sonraydı. | TED | وهذه هي الصورة .. وقد قمت بالتقاطها منذ 10 سنوات وكان في ذلك الوقت قد مضى 36 عاما على رحيل الدلالي لاما |
Çoklu organ yetmezliği gelişti ve yoğun bakım ünitesine nakledildi. Komadaydı, onun öleceğini düşündük | TED | وتطور لديه فشل الأعضاء، أُحيل للعناية المركزة وكان في غيبوبة. |
Eğitimli ve okumuş bir adamdı. Esasen bir avukattı. | TED | كان شابًا مثقفًا، وكان في الواقع محاميًا. |
Cinayetle suçlanıyor ve hapiste olması gerekiyor diye onun sorgulamana izin vermem. | Open Subtitles | لن أسمح لك باستجوابه حتى لو وجهت إليه تهمة الخنق وكان في السجن |
ve o yuvada bir yumurta vardı. ve o yumurtada bir kuş vardı, ve o kuştan bir tüy düştü. | Open Subtitles | وكان على هذا الغصن عش وكان في هذا العش بيضة وكان بهذه البيضة طير ومن هذا الطير جاءت ريشة |
Buna ek olarak tam bir sessizlik ve karanlıkta bırakıldı. | Open Subtitles | بالإضافة لذلك, لقد تم عزل جميع الأصوات وكان في ظُلمة تامة |
Sürekli gazete ve televizyonlardaydı Pek çok soruya muhatap kalıyordu. | Open Subtitles | وكان في كل الصحف ، التلفزيون، و سألت الكثير من الأسئلة. |