"وكان يعيش" - Traduction Arabe en Turc

    • yaşıyordu
        
    • yaşayan bir
        
    Hoss, Auschwitz'de kadınları ve çocukları öldürdüğü tüm o süre müddetince kamptan sadece bir kaç metre ötede ailesiyle beraber yaşıyordu. Open Subtitles طوال الوقت كان "هيس" يقتل "النساء والأطفال في "آوشفيتس وكان يعيش مع عائلته أيضا على بُعد ياردات فقط من المعسكر الرئيسي
    O zamanlar orta yaşlara doğru yol almıştı ve Woodland bulvarı üzerinde bir bungalovda yaşıyordu. Open Subtitles كان يخطو لمنتصف عمره وكان يعيش حين ذلك في بيت من طابق واحد على أطراف الغابة
    O, tepeden ayrılmıştı. Başka bir kadınla, başka bir yerde yaşıyordu. Open Subtitles قام بمغادرة التل ، وكان يعيش في مكان آخر مع امرأة أخرى
    Büyük, güzel bir sarayda, çok güzel bir kızla yaşayan bir çocuk. Open Subtitles وكان يعيش في قصر واسع وجميل برفقةِ فتاة بارعة الجمال
    Bir zamanlar ormanda yaşayan bir mirket varmış. Open Subtitles ذات مرّة كان هناك حيوان الـ"سرقاط" وكان يعيش بالغابة.
    Çoğu aylak dağcı gibi o da yollarda yaşıyordu. Open Subtitles وكان يعيش في الشارع مثل باقي المتسلقين المشردين
    31 yaşındaydı ve Seattle, Washington'da yaşıyordu. Gretchen'le nişanlıydı, evlilik planları yapıyorlardı, Gretchen, onun hayatının aşkıydı. TED وكان يبلغ من العمر ٣١ عام وكان يعيش في مدينه سياتل في ولايه واشنطن وكان مخطوباً لغريتشن وكانوا على وشك الزواج. وكانت غريتشين حب حياته
    Tutuklandığında sokaklarda yaşıyordu. Open Subtitles وكان يعيش فى الشوارع عندما قبضوا عليه
    Amcasıyla, hatırı sayılır bir kişi olan Justin Morningway ile yaşıyordu. Open Subtitles (وكان يعيش مع خاله (جاستن مورننجواي رجل له تأثير كبير
    Ödünç zamanlarda yaşıyordu, Open Subtitles وكان يعيش في الوقت الضائع،
    Antwerp'te kızıyla yaşayan bir gurbetçiymiş. Open Subtitles كان مغترب وكان يعيش مع ابنته في (انتويرب)

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus