Kalabalık var ve çok üzücü bir olayla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | شركة الهاتف الصوتى. هناك حشد كبير وكثير من الحزن هنا |
Kaynaklarımız arttı ve çok sayıda insan müttefikimiz olmak istiyor. | Open Subtitles | قد زادت مصادرنا وكثير من الناس يريدون أن ينضموا إلينا |
Bu yeni dünyanın şafağını yakınlığın çoğu görecek kadar yaşamayacak. | Open Subtitles | فجر عالم جديد يبزُغ وكثير من الجماعة لن يحيا ليرى |
Burada sizlere gösterdiğim resimlerin çoğu gerçekten çok güzel, ama aynı zamanda çok güçlüler. | TED | وكثير من الصور التي عرضتها لكم هنا جميلة جداً لكنّها أيضاً قوية جداً |
birçok esnaf ve genel olarak birçok erkek, tam olarak nereye gideceğini ve yardım alacağını bilmiyor. | TED | عديد من الحرفيين، وكثير من العوام، لا يعرفون بالضرورة كيف يطلبون المساعدة. |
birçok insan bunları bile karşılayamıyor. | TED | وكثير من الناس لا يستطيعون حتى تحمل تكلفتها. |
Senin icin çok fazla. Ona neden aşık olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | وكثير جداً عليك لتتعامل معه، يمكنني أن أرى لماذا تعشقها |
Uzun süre hastalığıyla mücadele etti ve çok fazla paramız gitti. | Open Subtitles | كَانَت رحلة مرض ٍ طويلة وكثير مِنْ المالِ |
Köy karantina altına alındı ve çok sayıda insan, belki de yüzlercesi öldü veya şirketi korumak için infaz edildi. | Open Subtitles | تم الحجر الصحي علي القرية وكثير من الاشخاص ، من المحتمل المئات ماتو او تم اعدامهم من اجل حماية مشتركة |
Yanlış yönlendirilmiş ve derin düşünen bir grup genç idealistin biraz para ve çok zamanı olmasıyla ilgili bir şeydi. | Open Subtitles | إنها بعض الأفكار الحالمة لبعض الشباب المثالي مع قليل من المال وكثير من وقت الفراغ |
Tüm yapabileceğimiz sana ağrıkesici vermek. ve çok fazla su onları düşürmeni sağlar. | Open Subtitles | كل ما نستطيع فعله هو مسكن للألم وكثير من الماء لتُخرجهم |
Pasadena ve çok para. İstediğim şeyleri yapacak fırsatım olmadı. | Open Subtitles | مدينه , باسدينا وكثير من المال |
Ay'daki kum tanelerinin çoğu bunun gibi görünmekte ve bunu Dünya'da asla bulamazsınız. | TED | وكثير من حبوب الرمل على سطح القمر تبدو مثل ذلك، ولن تجد ذلك أبدا على الأرض. |
ve saflıkla ilgili fikirlerin çoğu ve vücudunuza neyin değdiği ya da neyin girdiğiyle ilgili fikirlerin çoğu haline dönüşüyor. | TED | وكثير من هذا الحديث عبارة عن أفكار عن النقاء , عما تريد أن تلمس أو تريد إدخاله إلى جسدك . |
Annen alkolikti ve çoğu zaman babanın seni dövmesini durduramayacak kadar sarhoştu. | Open Subtitles | والدتك كانت مدمنة كحل وكثير من الأحيان كانت فى حالة سكر لتوقف الضرب |
Güneş tutulması bizi ve diğer birçok insanı Hyatt Regency'nin arkasında, sahilde, şovu beklerken buldu. | TED | حسناً، أطلَّ علينا نهار الكسوف وكثير من الناس الآخرين خلف هايت ريجنسي، على الشاطئ، ننتظرون بدء العرض. |
Kokain bir uyarıcıdır ve artan kalp atış hızı gibi birçok etkisi vücudun daha fazla oksijene ihtiyaç duymasına neden olur. | TED | الكوكايين منشط، وكثير من آثاره، مثل زيادة معدل ضربات القلب، يتسبب في حاجة الجسم إلى المزيد من الأكسجين. |
Depremde bir çok kadın kocasını, birçok erkekte hanımını kaybetti. | Open Subtitles | هنا ، كثير من النساء فقدن أزواجهن ، وكثير من الأزواج فقدوا زوجاتهم |
Oh,çok ağır, çok fazla yağlı. Ve bebek inek mi? | Open Subtitles | ثقيل جداً,وكثير الكوليسترول,وصغار البقر؟ |
Bunu çok yumuşak yaptılar.çok fazla araba,çok fazla renkli televizyon. | Open Subtitles | أفسدوهم بالدلال وكثير من السيارات -والكثير من التلفزيونات الملونة |