Biliyor musun, tatlı konuşup bana çiçek getirmiş falan olabilirsin, ama sanırım senin hakkındaki ilk sezgilerim doğruymuş. | Open Subtitles | أتعلم ماذا ؟ ربما تَكون معسول اللِسان وجَلبتَ لي زهوراً وكل تلك الأمور لكن أظٌن غريزتي الأولى نَحوك كانت صائبة |
Kardeşlerim hâlâ buralardayken sulardık, otları yolardık falan. | Open Subtitles | واخي واختي عندما كانا لايزالني هنا كنا نقوم باحضار الماء والحشائش وكل تلك الأمور |
- Hayır, cidden, bütün makaleleri falan okudum. | Open Subtitles | لا ، بجدية ، لقد قرأت جميع المقالات وكل تلك الأمور |
Ve bilirsin, çok iyi olduğunuzu filan biliyorum ama bu bizi rahat olduğumuz bölgeden çıkarıp en iyi olmamızı sağlayacak. | Open Subtitles | و أعلم بأنكم يارفاق جيدون وكل تلك الأمور ولكن ذلك فقط سيخرجنا من منطقة راحتنا ويرسلنا إلى القمه |
İşte biz moderniz filan hesabı. | Open Subtitles | ستظهر للجميع أنها حديثين الطراز وكل تلك الأمور |
Sürekli seni nasıl kaybetmek üzere olduğunu ve cehenneme gittiğini filan anlattı. | Open Subtitles | ، إنه يستمر في قول كم أنه كان قريباً من فقدانك وكان الأمر قاسياً بالنسبة له وكل تلك الأمور |
- Şunu demek istiyorum, bu iki tip sürekli burada takılır, yer içer, kızlara vururlardı falan. | Open Subtitles | -الموضوع هو أنهما كانا طوال الوقت يشربان, أنت تعرف و يضاجعان النساء, وكل تلك الأمور |
Maaşlarda denge, Hunger Games ve Lady Gaga kadın gücü zırvalıkları falan... | Open Subtitles | أن نشارككن في أعمال المنزل أجور المساواة, ولعبة الجياع وكل تلك الأمور (لادي جاجا), تأثير الفتاة |
Shakespeare falan oynardı. | Open Subtitles | لقد اعتادت ان تؤدي أدوار شكسبير) وكل تلك الأمور) |