Kitaplarımda, algının doğasını Ve algılamanın farklı türlerinin, bilmenin Ve anlamanın farklı türlerini nasıl yarattığını keşfediyorum. | TED | في كتبي .. انا أستكشف طبيعة الإدراك وكيف أن انماط الادراك تؤثر وتصنع أنماط المعرفة الفهم |
Bir şirketin iflas tehdidine nasıl tepki verdiğini düşünün Ve imkansız görünen bir değişimin yapılıverilmesini. | TED | فكروا كيف تتجاوب شركة مع تهديد الإفلاس وكيف أن تغييرا بدى مستحيلا حدث بكل بساطة. |
İnsan derisini Ve teknolojinin insan vücudunu nasıl değiştirebileceğini araştırdım. | TED | لقد بحثت في جلد الإنسان ، وكيف أن التكنولوجيا من الممكن أن تغير شكل الجسم. |
Fakat bugun sizinle bicim sevgisi hakkinda konusmak istiyorum Ve bicimin insanlarin ruhlarina Ve duygularina nasil hitaab edebildiginden. | TED | لكن اليوم أود أن أتكلم عن حب الشكل وكيف أن الشكل قادر أن يؤثر على روح الانسان و عاطفته |
Bana ne yapmaya çalıştıklarını gördüğüm an hakimin beni köleleştirmeye çalıştığını mahkeme salonuna gittim Ve onu vurarak öldürdüm. | Open Subtitles | عندما رأيت ما كانوا يحاولون فعله معي وكيف أن هذا القاضي كان يحيك المؤامرة ضدي ذهبت إلى قاعة المحكمة |
Okumak ne kadar yalnız, kendine özgü bir girişim. | TED | وكيف أن القراءة في خاتمة المطاف تمثل مهمة فردية ذات خصوصية. |
Ve bu dilin gücünü Ve insanları nasıl bizden uzaklaştırdığını, küçülttüğünü anlamamın henüz başlangıcıydı, | TED | وقد كانت حقاً بداية فهمي لسلطة اللغة، وكيف أن ما نطلقه في الغالب على الناس البعيدين منا، وجعلهم صغار. |
Sosyal durumun nasıl değiştiğini, yeni teknolojilerin insanlara nasıl kısıtlamalar, Ve fırsatlar getirdiğini düşünerek çok zamanımı harcıyorum. | TED | أقضي وقتا كبيرا أفكر في الكيفية التي يتغير به الشكل الإجتماعي, وكيف أن التقنيات تخلق قيودا جديدة وفرصا جديدة للناس. |
Bu, Ve bunun sosyal üretimin doğuşu ile nasıl ilgili olduğu bugün üzerinde konuşmak istediğim konudur. | TED | وذلك ما ارغب بالحديث عنه اليوم، وكيف أن ذلك يرتبط بنشوء الإنتاج الإجتماعي. |
Ve parçacık fiziğinin amacı her şeyin neden meydana geldiğini Ve nasıl birarada durduğunu anlamaktır. | TED | والهدف من فيزياء الجسيمات هو فهم مكونات صناعة كل الأشياء، وكيف أن كل الأشياء ملتصقة معاً. |
Büyükbabam bana ormanın sessiz Ve uyum sağlayan biçimlerini öğretti Ve ailemin ona nasıl bağlandığını anlattı. | TED | علّمني جدي حول طرق الغابات الهادئة المتماسكة، وكيف أن عائلتي كانت مرتبطة فيها. |
19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başında, Sarkık Zincir modeli nasıl da kemerlere Ve tonoza dönüşüyor. | TED | في نهاية القرن الـ١٩ ، و في بداية القرن الـ٢٠ ، وكيف أن نموذج السلسلة المعلقة يترجم إلى مداخل مقنطرة وسقف معقود |
nasıl büyüdüğünü görebiliyor musunuz? Yüz milyonlarca Ve milyarlarca insanın fakirlikten çıkmasını? | TED | هل ترون كيف نما؟ وكيف أن مئات الملايين ومليارات من البشر يتخلصون من الفقر في آسيا |
Ve görünmeyen şeytanlardan Ve dumandan söz ediyordu, Ve birinin onu uykusunda nasıl zehirlediğinden. | TED | وكان يتحدث دوماً عن الشياطين والأدخنة الغير مرئية وكيف أن احدهم حاول تسميمه أثناء نومه |
nasıl yoksulluk içinde yaşadığınızı, Dunya'nın nasıl mürebbiyelik işi bulduğunu o alçak Svidrigaylov'un, Dunya'ya nasıl kur yaptığını-- | Open Subtitles | كيف عشتما أنت وأختي روديا في عوز وكيف اضطرت هي أن تعمل كمربية وكيف أن ذلك الوغد سفيدريجالوف أصبح يضايقها |
Ve bu kinin nasıl, homoseksüelleri kovmaya dönüştüğünü. | Open Subtitles | وكيف أن هذه الكراهية ترجمت إلى إطلاق النار على هذا الشاذ |
Ve insanlar birbirlerini gerçekten sevdiklerinde her şeyin nasıl da önemsiz olduğu. | Open Subtitles | وكيف أن كل ذلك لا يهم حين يكون الشخصان متحاّبين |
Ortaklığımızı düşünüyordum Ve bu işin yürümesi için taviz vermem gerektiğini anladım. | Open Subtitles | كنت أفكر بشراكتنا، وكيف أن علي أن أتقبل الحلول الوسطى لإنجاح الأمر |
Bilirsiniz, ben sadece ne kadar kibar insanlar olduğunuzu Ve Arnie'nin ne kadar sıkı film fanatiği olduğunu Ve yada yada yada, hepsi bu. | Open Subtitles | أخبرتهم عن مدى طيبتكما وكيف أن آرني عاشق للأفلام وإلى آخره، هذا ما بالأمر. |
On kişinin bugün ondan bahsettiğini Ve Prensin onun üzerine ne kadar düştüğünü duydum. | Open Subtitles | هناك عشرة من الحاشية كانوا يتحدثون عنها وكيف أن الأمير جُنّ بها |