Senin arkadaşın, can dostun olduğumu kanıtlamak için kızlardan birini ben alacağım. | Open Subtitles | ولأثبت لك أنني صديقك المقرب سأخلصك من واحدة من الثلاثة وآخذه منك |
İlişkimiz hakkında ne kadar ciddi olduğumu kanıtlamak için de ilişkimizi sonraki aşamaya çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | ولأثبت جديتي بشأن علاقتنا فأنا أنوي أن أنتقل بعلاقنا للمستوى التالي |
Bunu kanıtlamak için sizi yemeğe davet ediyorum. | Open Subtitles | ولأثبت هذا, اريد اصطحابك الى العشاء |
Blöf yapmadığımı kanıtlamak içinse, şunu seyredin. | Open Subtitles | ولأثبت لكم بأني لا أخادعكم، شاهدوا. |
Bunu kanıtlamak için, o kafiri Tanrı'nın gücü ile yok edeceğim. | Open Subtitles | ولأثبت ذلك, سأعاقب الكافر بقوة الملك |
Aile bizim için en önemli şeydir, ve bunu sana kanıtlamak için, seni gördüğüne çok sevinecek iki kişi tanıyorum. | Open Subtitles | فالعائلة هي أهم الأشياء لدينا، ولأثبت لكِ ذلك, لديّ شخصان... متحمسان للغاية لرؤيتكِ... |
Ve görüşümü kanıtlamak için, arka koltukta oturdum... | Open Subtitles | ولأثبت وجهة نظري جلست في المقعد الخلفي... |
Fakat ortaokula başladığımda öğrenciler saçım yok diye benimle uğraştılar, yanıldıklarını kanıtlamak için onlara saçımı göstermeye başladım, inancıma zıt olan fakat yapmak zorunda hissettiğim bir şeydi. | TED | لكن عندما بدأت المدرسة الإعدادية، سخر التلامذة مني إذ اعتقدوا أني بلا شعر، ولأثبت لهم العكس، أريتهم شعري... كان هذا منافيًا لمعتقداتي، ولكن شعرت بالضغط لفعله. |
Bunu kanıtlamak için bir iddia öneriyorum. | Open Subtitles | ولأثبت ذلك, أقترح أن نتراهن. |
kanıtlamak için bir fikir buldum, | Open Subtitles | لذا, ولأثبت غرضي |