Bir şeyleri önemli olduğu için yapmaya, sevdiğimiz için, ilginç olduğu için yapmaya, önemli bir şeyin parçası olduğu için yapmaya. | TED | مبني حول الرغبة في إنجاز المهمات لأنها مهمة لأننا نستمتع بذلك، لأنها مشوقة ولأنها جزء من شيء مهم. |
O kadar uzun bir zaman. Çok eski olduğu için boşluklarla dolu. | Open Subtitles | إنها بهذا الطول ولأنها قديمة جدا فهى مليئة بالفجوات |
Hep nazik bir bayan olduğu için, ona mutluluk diledim. | Open Subtitles | ولأنها كانت دائماً إمرأة حلوة المعشر أخذت الحرية في تمني السعادة لها |
Bu cihazlar büyük ve pahalı olduğundan, bizim de onlara uygun merkezi, büyük binalar yapmamız gerekti. Böylece o binalar modern hastanelerimiz oldu. | TED | ولأنها كانت كبيرة ومكلفة جدًا، احتجنا إلى مبانٍ ضخمة ومركزية لحفظها فيها، فأصبحت مستشفياتنا الحديثة. |
Ortak bir macera olduğundan, bunu paylaşmalısınız, yalnızca iş arkadaşlarınızla değil. | TED | ولأنها كانت رحلة مشتركة، تحتاج أن تشاركها ليس فقط مع الذين تعاونوا معك. |
Ve bu miktar çok fazla olduğundan, atmosferik sistem için oldukça önemli. Atmosferik sistem için önemli olduğundan, | TED | وبسبب هذه الكمية الكبيرة٬ هي مهمة جدا للنظام الجوي٬ ولأنها مهمة للنظام الجوي٬ |
Onların topraklarında olduğu için komuta MOSSAD'da olacak. | Open Subtitles | هذه عملية مشتركة ولأنها على أرضهم سيكون الموساد المسؤولون عن هذه النقطة |
Çok destansı bir kişiliğe sahip olduğu için inceliklere dikkat etmezdiniz çünkü gözünüzün önünde bir curcuna olurdu. | Open Subtitles | ولأنها كانت صاحبة شخصية غير عاديّة فلن تهتمّ للتفاصيل الصغيرة لأن المرح الصاخب موجودٌ قبالتك |
Büyükbabam bir hahamdi ve bir duldu, Brooklyn'de küçük bir apartman dairesinde yalnız yaşardı. Bu daire büyürken benim dünyada en sevdiğim yerdi, biraz onun nazik va zarif varlığıyla dolu olduğu için, biraz da kitaplarla dolu olduğu için. | TED | لقد كان جدي حاخاما و أرملاً وكان يقطن في شقة صغيرة في بروكلين وكانت تلك الشقة مكاني المفضل اثناء طفولتي، لأنني كنت من جهة أشعر بلطفه و بحضوره الأخاذ ولأنها من جهة اخرى كانت مليئة بالكتب. |
Walter Raleigh'e aşık olduğu için, onu kraliçe yapan sebeplerden vazgeçiyordu. Sonra Walter Raleigh onun nedimesine aşık oldu ve karar vermesi gerekiyordu: savaşa giden bir kraliçe miydi yoksa olmak istediği mi... | TED | ولأنها وقعت في حب والتر رالي، كانت تتنازل عن ما كان يجعلها ملكة. بعدها والتر رالي وقع في حب وصيفتها، وكان عليها أن تقرر فيما إذا كانت ملكة تذهب إلى الحرب أو كانت تريد .. |
Kütüphanenin ismi El-Hikme olduğu için içindekilerin Müslüman kitapları olduğunu düşünmek kolay, fakat gerçek öyle değil, çünkü kütüphaneyi inşa eden halifenin adı El-Ma'mun idi -- Harun El Reşid'in oğlu. | TED | الآن من السهل التخمين أن تلك الكتب ، ولأنها من مكتبة تدعي الحكمة ، أنها كتب إسلامية ولكن هذا خطا شائع ، لأن الخليفة الذي بنى هذه المكتبة إسمه المأمون ..وهو ابن هارون الرشيد |
O, hayatımda sevdiğim tek kadın olduğu için seni korumakta yardım edeceğini söylediğinde ona inandım. | Open Subtitles | ولأنها كانت أوّل فتاه أحببتها حينماقالتأنّهاستقدّمالمساعدةلتبقي بأمان ... صدقتها |
Esansiyel Tremor'u olduğu için de, DBS elektrotları Subtalamik bölgede. | Open Subtitles | ولأنها تعـــاني من الهــزة الأســاسـة، فإن "محفـز الدماغ" الخـاص بهـا في منطقـة مـا تحت المهــاد. |
Böylece Gearbox bünyesinde tüm siparişi tamamlayabildi ve bu gerçekten önemli, çünkü bu imkanı şu anda ona sağlamasaydık bunu yaptırmak için Çin'de bir firma tutması gerekiyordu. Ve sipariş çok küçük olduğu için uzun zaman alacaktı. | TED | بذلك استطاع أن ينهي المطلوب بالكامل من خلال صندوق الأدوات، وهذا أمر في غاية الأهمية، لأنه إن كنا بدون ما نوفره الآن، لربما توجب عليه التعاقد مع شركة في الصين للقيام بهذا، ولأنها مجرد طلبيّة صغيرة، كان الأمر سيأخذ وقتاً طويلاً. |
Ah, bir de Fransızca gibi adı olduğu için. | Open Subtitles | ولأنها تبدو فرنسية |
- Senin için aldım, iyi olduğundan da eminim çünkü adını söyleyemediğim bir yerden geliyor ve mantarla kapatılmış. | Open Subtitles | لأجلكِ وأنا واثق جداً أنها جيده ولأنها من مكان لا يمكنني الإعلان عنه وكما أن بها سداده |
Çipli olduğundan, Ateş'i vermeniz için önce bana yaptığınız gibi darbe vurmalısınız. | Open Subtitles | ولأنها أخذت شريحة، عليكم وضع جهاز النبض الكهربي عليها كما فعلتم معي من قبل وبعدها تعطيهم الشعلة |
Bununla yapabileceğimiz bir başka şey ise, bu bir patern eşleştirme egzersizi olduğundan, özgün bir parmak izi olduğundan, tüm genomu tarayıp benzer parmak izi olan başka proteinler de bulabiliyoruz. | TED | وأحد الأشياء التي يمكن عملها أيضاً أنه بإمكانك ، ولأنها عبارة عن عمليات مقارنة نماذج لأن هناك آثارٌ فريدة ومميزة ، هو أن نقوم بفحص كامل الجينوم والبحث عن بروتيناتٍ أخرى والتي لها نفس الآثار. |