Bu çocuğu tanıtmak için tek şansım var ve destansı olmalı. | Open Subtitles | لـدي فرصةٌ واحدة لإظـهار ذلك الفتى ولابد أن يكون ظهوراً ملحمياً |
Bunu yapabilecek kadar aptal olmalı. | Open Subtitles | ولابد أن يكون غبيا بما فيه الكفاية لفعل ذلك |
Evet istiyorum, esaslı bir oyun olmalı. Uyuşturucuya başladı, bana yalan söylüyor, baba. | Open Subtitles | أجل, أريد ذلك , ولابد أن يكون قاسياً إنه يتجه لتعاطي المخدرات , ويكذب عليّ |
Kesin çok korkmuştur, biri onun yanında olmalı. | Open Subtitles | على الأغلب هي مذعورة, ولابد أن يكون معها شخص ما. |
Dört şeyi aynı anda sunmanız gerektiği anlamına geliyor: yürümek için mantıklı bir sebep, yürüyüş güvenli olmalı ve güvende hissettirmeli, rahat olmalı ve ilginç olmalı. | TED | إنه يعني أنك بحاجة لتعرض عليهم أربعة أمور في ذات الوقت: لابد أن يكون هناك سببًا مناسبًا للمشي، ولابد أن يكون هذا المشي آمنًا ويُشعر بالأمان ولابد أن يكون مريحًا ولابد أن يكون كذلك ممتعًا. |
Gördüğün gibi ben bir yetimim ve bir şövalye saygın bir soydan olmalı. | Open Subtitles | وأنا يتيم ولابد أن يكون للفرس عائلة |
Burası mutfak olmalı. Değilmiş. | Open Subtitles | ولابد أن يكون هذا مكان المطبخ كلا |
Kendiyle gurur duyuyor olmalı çünkü tam da öyle oldum! | Open Subtitles | ولابد أن يكون فخوراً حقا بنفسه لأن ذلك بالضبط ما تحولت إليه! |
İçeri girmenin başka bir yolu daha olmalı. | Open Subtitles | ولابد أن يكون هنالك طريق آخر |