İşitme cihazı için 6 ay önce başvurdum. ve hala almayı bekliyorum. | Open Subtitles | منذ ستة أشهر ، قمت بتقديم طلب من أجل جهاز السمع ولا زلت أنتظره حتى الآن |
Buraya yıllardır geliyorum ve hala dileklerim gerçek olmadı. | Open Subtitles | آتي إلى هنا منذ وقت طويل ولا زلت لم أحظى بأي شيء |
Adamım, sen acilen yatağında puding yemeyi hak ettin. ve hala Maj'ı destekliyorsun. Kalas. | Open Subtitles | يا صاح أنت غارق كلياً بالنزوات في سريرك الخاص ولا زلت تضع الميجر وود |
Hâlâ bir kadına âşığım ve hâlâ onu elde edemiyorum. | Open Subtitles | لا أزال أحب امرأة ولا زلت لا أستطيع الحصول عليها |
ve hâlâ Pazar günleri kilisede onun için mum yakıyorum. | Open Subtitles | ولا زلت أشعل الشموع تكريماً لروحها في أيام الأحد بالكنيسة. |
İtiraf et, seni o zamanlar korkutuyordum. Hala da korkutuyorum, değil mi? | Open Subtitles | اعترف بهذا ، لقد أخفتك تلك المرة ولا زلت أخيفك ،أليس كذلك؟ |
Tam sayı yaptım. Ama Yine de elli birde iki. | Open Subtitles | بالرغم من أني ضربت الدورة كاملة ولا زلت الثاني من 51 |
Ayrıca, ne kendi ülkeme düşmanlık besliyor, ne de Müslüman olmayan vatandaşlara nefret besliyordum, Hâlâ da beslemiyorum. | TED | ولم أحمل أي عداء ضد بلدي، ولا ضغينة على المواطنين غير المسلمبن، ولا زلت. |
Sadece 15 kere okudum ve hala kaçırdığım bir şey var gibi. | Open Subtitles | لقد قرأته أكثر من 15 مرة ولا زلت أعتقد بأنه فاتني شيء ما |
Ne yazık ki varsın ve hala bana evimde ne yaptığını söylemedin. | Open Subtitles | حسناً، لسوء الحظ، أنت لا تزال هنا ولا زلت لم تخبرني ما الذي تفعله في منزلي |
Evet, yani hayatım boyunca senin aldığından daha fazla uyuşturucu aldım ve hala acınası olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أجل, لأني في حياتي قد تعاطيت مخدرات أكثر منك حتى, ولا زلت أعتقد بأنه أمر يدعو للشفقة |
Beş saniyeliğine karnına sürtündüm, gitmemi istedi ve hala bakirim ama konunun bunla alakası yok. | Open Subtitles | طبطبت على بطنها لخمس ثواني, و طلبت مني أن أرحل, ولا زلت بكرا, لكن ليست هذا هو المغزى |
Beş yıllık iş hayatım boşa gitti ve hala elinden tutman gerekiyor. | Open Subtitles | خمس سنين ضاعت من حياتي المهنية, ولا زلت تحتاجيني للإمساك بيدك, |
Yardım edebilir ve hala saat 3.00'teki randevuma yetişebilirim. | Open Subtitles | أستطيع المساعدة ولا زلت سألحق بموعدي على 3: 00 |
ve hala seviyorum. Kocanız nasıl öldü? | Open Subtitles | ثانيا, لقد أحببت زوجي ولا زلت أحبه |
Bunca zaman babamla çalıştın ve hâlâ kazanabileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | طوال هذه الفترة كنت تعمل مع أبي ولا زلت تعتقد بأنك ستربح؟ |
Şöyle bir tahmin edecek olursam, burada olmamın sebebi bu akşam beni görmüş olman ve hâlâ beni istemen diyebilirim. | Open Subtitles | أن اضطررت للتخمين , سأقول أنني هنا لأنك رأيت سابقاً هذه الأمسية ولا زلت متعلقاً بي |
Üçüncü randevumuzdayız ve hâlâ hakkında pek şey bilmiyorum... | Open Subtitles | موعدنا الثالث ولا زلت لا اعلم عنك الكثير |
Kheb'deki rahip de söyledi bunu bana. O zaman ne manaya geldiğini anlamadım, Hala da bilmiyorum. | Open Subtitles | الرااهب في خب أخبرني ذلك لا أعرف ماذا قصد حينها ولا زلت لا أعلم |
Sana yardım etmek istemediğimden değil, Hala da göremiyorum | Open Subtitles | ليس إن كنت أساعد في ذلك ولا زلت لا أستطيع |
Yine de mobilyalara çarpmamayı nasıl becerdin? | Open Subtitles | ولا زلت كيف رتبت امورك بحيث لا تصتدم بالاثاث |
- Buldum. Hâlâ da buradayım. - O yara izi nasıl oldu? | Open Subtitles | وقد وجدتها ولا زلت هنا من سبب لك هذه الندبة |
Asıl aptallık bu yaşa gelip de hâlâ onu tanımamamdı. | Open Subtitles | من الحماقة أنني أصبحت بهذا العمر ولا زلت لا أعرف من هو |
Bu beni iki kez becerdin Demek oluyor ama ben hâlâ hangisi daha sinir bozucu emin değilim. | Open Subtitles | ذلك يعدها المرة الثانية قد قمت بمعاشرتي. ولا زلت غير متأكدة أيتهما كانت أكثر إحباطاً. |