"ولا يجب أن" - Traduction Arabe en Turc

    • gerek yok
        
    • ve
        
    Öldürülmesine bile gerek yok, sadece pes etsin yeter. Open Subtitles ولا يجب أن يتم قتلها ، لكن أن يتم تسليمها لنا فقط
    Efendim, uydu antenleri yasal değil... ve size hukuki ve dindar bir toplumda yaşadığımızı hatırlatmama gerek yok. Open Subtitles ياسيدي، هذه الأقمار غير قانونيةٌ هنا ولا يجب أن أذكرُك بأننا نعيشُ في مجتمع قانوني ومتديّن
    Yalnız olmana gerek yok. Birbirimizi öldürmemize gerek yok. Open Subtitles لست بحاجة أن تكون وحيداً، ولا يجب أن نقتل بعضنا البعض
    2018'de, büyüyen müzik şehirleri çok sık kazara olmuyor ve olması da gerekmez. TED في عام 2018، لا تتواجد مدن الموسيقى المزدهرة ولا يجب أن تتواجد بالصدفة.
    Ama Eşek, ben bir prensesim ve bir prenses böyle görünmemeli Open Subtitles ولكن يا حمار، أنا أميرة ولا يجب أن تبدو الأميرة هكذا
    ve bir kraliçe olarak, iftiralardan kaçmayacağım, ve sen de yapmamalısın. Open Subtitles وكملكة , لن أهرب من الإفتراءات، ولا يجب أن تهرب أنت.
    Şimdi artık bunu arkamızda bırakıp ilerleyebiliriz, garipleşmeye gerek yok. Open Subtitles الآن علينا ترك كل هذا خلفنا والمضي قدما, ولا يجب أن تكون غريبا
    ve bu makineyi kullanmak için iyi eğitimli, uzman bir anestezist olmanıza gerek yok ki bu iyi bir şey çünkü bu kırsal kesim hastanelerinde bu eğitim seviyesine ulaşamayacaksınız. TED ولا يجب أن تكون طبيب تخدير متخصص عالي التدريب لتستخدم هذه الآلة، وذلك أمر جيد لأنه في مستشفيات تلك المقاطعات الريفية، لن تتمكن من الحصول على ذلك المستوى العالي من التدريب.
    Kafana takmana gerek yok. Ciddiyim ben. Open Subtitles ولا يجب أن تقلقي حيال هذا، كلا، أنا جاد
    Onun için de zor olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Open Subtitles ولا يجب أن أخبرك, لكنه كان صعباً عليها.
    Ona A1 yapmamıza gerek yok. Open Subtitles ولا يجب أن نجري عليه اختبار.
    - Ayrıca kabalaşmana gerek yok. Open Subtitles ولا يجب أن تكون لئيماً
    CeCe için kendinizi feda etmenize gerek yok. Open Subtitles ولا يجب أن تخاطروا من أجل (سيسي) كذلك
    Evet düşünüyorum, gelmen önemli ve hiç de endişelenecek bir şey değil. Open Subtitles نعم,أعتقد أعتقد أنهُ أمر هام ولا يجب أن تقلق حياله على الإطلاق
    ve kızımı itip kakan insanlarla aynı adada kalmaya ihtiyacımız yok. Open Subtitles ولا يجب أن نكون على نفس الجزيرة مع أناس يتجاهلون ابنتي
    Her kışkırtıldığınızda elinize sopa alamazsınız ve almamalısınız. TED لن تستطيع ولا يجب أن تلوح بالعصا في كل مرة يثير أحدهم غضبك.
    Köle ve efendi olmamalı. Anladın mı? Open Subtitles ولا يجب أن يكون هناك سادة و عبيد, أتفهم؟
    En basit bir elbise bile onları mutlu edebilir ve böyle oldukları için onları kınayamayız. Open Subtitles حتى أصغر الاشياء تجلب لهم السعادة ولا يجب أن يحرمون من ذلك و ثانيا
    Konserinizin, seksle alakasının olmaması ve küçük kızlarında izleyebilecek olması güzel. Open Subtitles إنه جيد أن الفتاة الصغيرة تستطيع ان ترى الحفل ولا يجب أن يكون حول الجنس.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus