belki de buraya başka insanlarla bir arada olmak için geliyordur. | Open Subtitles | ولعلّه يأتي يومياً ليكون محاطاً بالآخرين. |
belki getirmez, ama çocukla sen konuşursan, belki Marlo hakkında birşeyler yakalarsın. | Open Subtitles | ربما لا ، لكن تحدّث مع الصّبي ولعلّه يعطيك شيئا عن (مارلو) |
Bir vatanseverdi. Aynı zamanda eski bir mahkûmdu da belki. | Open Subtitles | ولعلّه كان مداناً سابقاً أيضاً |
belki de,daha iyi bir baba olsaydı ben de daha iyi bir evlat olurdum ama onun sayesinde, neysem oyum iyi anlamda da, kötü anlamda da. | Open Subtitles | ولعلّه لو كان أباً أفضل، لكنتُ ابناً أفضل ...لكنّني ما أنا عليه بسببه هو في محاسني ومثالبي |
Bu çok önemli bir detay. Hatta belki de en önemlisi. | Open Subtitles | هذا تفصيل هام، ولعلّه يكون مصيرياً. |
Doakes Özel Kuvvetler'deydi. belki de orada öğrenmiştir. | Open Subtitles | كان (دوكس) فردًا من قوّة العمليّات الخاصّة، ولعلّه تعلّم ذلك منها |