Yeniden kaçmam gerekiyordu, ama bunun için bana zaman bırakmamıştın. | Open Subtitles | كنت سأهرب مجدّداً، ولكنّك لم تمنحني ما يكفي من الوقت. |
Bu kötü zamanlama idi. Bu doğru. ama sen onu getirmedin | Open Subtitles | كان ذلك توقيتاً سيئاً، ذلك صحيح ولكنّك لم تحضريه ليقابلني قبلها |
O bir bilgi kaynağı değil. Kendin söyledin. ama bunu bilmiyordun. | Open Subtitles | ولكنّك لم تعرفي، وفي كلا الحالين، يجعلك هذا تبدين غبيّة |
ama işi kapamadın, ve yerel gazetedeki işini bıraktın ve bu başına gelen en güzel olaydı aslında. | Open Subtitles | ولكنّك لم تحصلي عليها, وإنتهى بكِ المطاف تعملين بجريدة محليّة والتي تحوّلت لتصبح أفضل شيء حصل معك. |
Gerçek şu ki eğer dönmek istiyorduysan dönerdin. ama dönmedin. | Open Subtitles | والحقيقة هي إذا أردتَ أن تعود لكنتَ قد عدت ، ولكنّك لم تفعل |
ama sen şartlarını yerine getirmiyorsun. Ve bu çok talihsiz bir durum çünkü o çok tatlı bir kız. | Open Subtitles | ولكنّك لم تتمّ جانبكَ من الإتفاق وهذا مؤسف، لأنّها حقاً فتاة جميلة |
- Denemiş ama açmamışsın. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد حاولت ولكنّك لم تقم بالرد عليها |
ama en nihayetinde bir seçeneğim olmadığını bildiğimden bunu yaptım. Ki senin de seçeneğin yok, henüz bunun farkında değilsin o kadar. | Open Subtitles | ولكنّني فعلت ذلك، لأنّني أدركت في النهاية أنّني لا أملك أيّ خيار ، وكذلك أنتِ ولكنّك لم تدركِ ذلك |
Kardeşine o an söylemek istediklerini ama söyleyemediklerini dediğini hayal et. | Open Subtitles | تخيّلي أنّكِ تخبرين أخيكِ ما كنت تريدين قوله حينئذٍ ولكنّك لم تستطيعي. |
Biliyorum ama bana o teklifi yaptığında orada değildin. | Open Subtitles | أعرف، ولكنّك لم تكن هناك حينما قدّم لي ذلك العرض |
Pek sayılmaz, ama sen ana fikri tamamen kaçırıyorsun. | Open Subtitles | ليس حقّاً ولكنّك لم تفهم المغزى من كلامي |
ama Canavar'ı hiç görmedin çünkü sizlerle yaşamıyor. | Open Subtitles | ولكنّك لم تقابل الوحش أبدًا؟ لأنّه لا يقيم مع بقيتكم؟ |
Sen de yaşlanmışsın, anne, ama ihtiyarlamamışsın. | Open Subtitles | لقد كبرتِ أنت أيضًا، ولكنّك لم تحافظي على مظهرك |
Yapman gereken ama henüz yapmadığın her şeyi. | Open Subtitles | كل شيء كان يجب عليك فعله ولكنّك لم تفعليه بعد |
Sana ulaşmak için beni aradı ama sen ortalıkta yoktun. | Open Subtitles | كما ترى، لقد إتّصلت بي باحثةً عنك، ولكنّك لم تكُن متواجدًا. |
Benim babam da öldü, ama ben ağlamıyorum. | Open Subtitles | أبى مات أيضاً ولكنّك لم ترانى أبكى |
Benim babam da öldü, ama ben ağlamıyorum. | Open Subtitles | أبى مات أيضاً ولكنّك لم ترانى أبكى |
Kimsenin gülmediğine bahse girerim ama sen komik olduğunu sandığın anlarda yaptığın gibi kendini beğenmiş şekilde gülmüş ve duymamışsındır. | Open Subtitles | أراهنك أنه لم يضحك أحد ولكنّك لم تلاحظ ذلك لأنك كنت تفعل ذلك وتحاول اصطناع ضحكاتك السخيفة لذلك اعتقد حينها أنك كنت مضحكاً |
- Denedin ama zorluklara göğüs germedin. | Open Subtitles | حاولتي, ولكنّك لم تكملي المحاولة. |
- Evine gittim ama yoktun. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى منزلك، ولكنّك لم تكن هناك |