Ama babam her zaman derdi ki, bu iş kafana taktığın şapka gibidir. | Open Subtitles | ولكن أبي كان يقول دائماً أن العمل مثل القبعة التي تضعها على رأسك |
Bir gün yine balığa gidecektik... Ama babam eve hiç gelmedi. | Open Subtitles | في يوم من الأيام كنت ذاهبا الصيد، ولكن أبي لم يحضر. |
Bir de bilardo masası olan bir salon vardı Ama babam oraya girmeme izin vermezdi. | Open Subtitles | لقد كان هناك حجرة بها ترابيزة بلياردو ولكن أبي لم يسمح لنا بالذهاب هناك |
Evet, Ama babam bugün senle takılabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | ؟ نعم ولكن أبي قال يمكننى أن أجلس معك الليله |
Bir çok isimle seslendiler bana Ama baba diyen hiç olmamıştı. | Open Subtitles | كانو يلقبوني بالكثير من الأسماء ولكن أبي لم اسمعها من قبل |
Ama babam Saddam'ın tüm askerleri zehirleyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | ولكن أبي قال بأن الرئيس صدام .سوف يقتل الجنود بالغاز |
Ama babam Saddam'ın tüm askerleri zehirleyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | ولكن أبي قال بأن الرئيس صدام .سوف يقتل الجنود بالغاز |
Doğrudur, Colin, Ama babam şu anda Kennebunkport'ta balık avlarken Saddam hala bizi dürtüyor. | Open Subtitles | قد يكون ذلك صحيحا يا كولين ولكن أبي يصيد السمك الآن في كينيبونكبورت وصدام لا يزال يعبث معنا |
Onu uyardım Ama babam sürekli bize baskı yapıyordu, bu yüzden kendini zehirlemek istedi | Open Subtitles | لقد رجوته يا ماكس أن يدعها وشأنها ولكن أبي كان قد أقنعه أقنع كلينا وقد سمم أفكار فريد |
Ama babam harika bir at için damızlık at kadar kısrağın da önemli olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | ولكن أبي علم بأن الحصان الأصيل يأتي في الغالب من الفرس يشبه والده |
Bunlar normalde bir babanın öğretmesi gereken şeyler. Ama babam yanımızda değildi. | Open Subtitles | هذه الأشياء عادة ما يعلمها الأب لابنه ولكن أبي لم يكن في الجوار حينها |
- Koç, saygısızlık etmek istemem Ama babam beni balerin olayım diye yetiştirmedi. | Open Subtitles | أيتها المدربة ، لا أقصد عدم الاحترام ، ولكن أبي لم يربني حتى أكون راقص باليه |
Ah, havalı. Bende daha fazla ışık koymak istiyordum, Ama babam işle mişle çok meşgul olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | رائع، رغبت في وضع أضواء بمنزلنا، ولكن أبي أخبرني بأنه مشغول بالعمل |
Ben de sevmem Ama babam akşam yemeğine istedi. | Open Subtitles | أنا أكرها أيضـًا، ولكن أبي أرادها على العشاء |
Önceden söylediğimi biliyorum Ama babam biraz korkutucu bir adamdır. | Open Subtitles | اسمع, اعلم انني قلت لك ذلك بالفعل ولكن أبي رجل مخيف |
Cinayet masası dedektifi Ama babam kararı veren kişiydi. | Open Subtitles | سكاوت محقق في جرائم القتل ولكن أبي من يستطيع مساعدتنا |
Biliyorum Ama babam derdi ki ilk gördüğünü beğendiysen, satın alacağın o olmalı. | Open Subtitles | أعلم ذلك ، ولكن أبي قال عندما تبحث عن منزل، أول منزل تميل إليه فهو المكان الذى يجب أن تشتريه. |
Alınma Ama babam parayı böyle harcamandan hiç hoşlanmazdı. | Open Subtitles | انظري, بلا إهانة, ولكن أبي لم يتفق مع طريقتك في انفاق المال |
Ama baba, okulu bir yıl asabilirim. Hayatta biraz yol alabilirim. | Open Subtitles | ولكن أبي يمكنني أن أؤجل لعام والحصول على بعض خبرات الحياة أسفل الحزام |
Bu benim de istediğim şey, ama, baba, birbirimize göz kulak olmak zorundayız. | Open Subtitles | وهذا ما أريده أيضاً ولكن أبي علينا أن نرعى بعضنا |
Ama baba bana söz verdin, ilk raflar benimdi. | Open Subtitles | ولكن أبي وعدني ببعض الرفرف أولاً |