Ama tuhaf olan da bu zaten, çünkü ben daha bu hisse kapılmadan o benden uzak durmaya başlamıştı. | Open Subtitles | نعم ولكن الغريب في الأمر أنه بدأ في تجنب ملامستي قبل أن أبدأ في الشعور بذلك |
Ama tuhaf bir şekilde, en büyük isteğim çok daha güçlü olarak yaşamaya devam etmek. | Open Subtitles | ولكن الغريب في الأمر أنه كلما عشت أكثر فان رغبتي في الحياة تزداد |
Doğru, Ama tuhaf bulduğumuz şey, ...tesisi kullanan yeni üye sayısının yalnızca 30 olmasıydı. | Open Subtitles | ولكن الغريب في الأمر هو أن 30 شخصًا فقط من المشتركين الجدد يستخدم مرفقات النادي |
Cesedini mezardan çıkarıp otopsi yapmak istiyorum Ama tuhaf olan ölüm sertifikasında yakıldığı yazıyor. | Open Subtitles | أردتُ فحص جُثته ولكن الغريب في الأمر أن جُثته قد حُرقت. |
Ama tuhaf olan şey kazanın 11:42'de gerçekleşmiş olması. | Open Subtitles | ولكن الغريب أن الحادث وقع عند 11: 42 |
Ama tuhaf bir şekilde, senin için umudum arttı. | Open Subtitles | ولكن الغريب أنه يعطيني بعض الأمل فيك |