ama aslında kasabada bu ekonomik döngüler çok daha etkili bir şekilde başlayabiliyor. | TED | ولكن في الواقع نبدأ داخل المدينة بإنشاء هذه الدّورات الاقتصادية بشكل أكثر فعالية. |
Konsantrasyonumuz bozulduğunda karalama yaptığımız düşünüyoruz, ama aslında karalama, konsantrasyonumuzu kaybetmememiz için bir yöntem. | TED | نحن نعتقد أن الخربشة يقوم بها من فقد الإنتباه ولكن في الواقع ، هو تدبير وقائي لدرع الفكر عن فقدان التركيز. |
ama aslında Uganda'da o dönemde başka birşey daha oldu. | TED | ولكن في الواقع حدث أمرٌ ما في أوغندا في هذه الفترة |
Bazıları bu kuralı aşabiliyormuş gibi görünebilir ama gerçekte harici bir kaynaktan aldıkları enerji ile çalışmaya devam etmektedir. | TED | هناك البعض الذي يبدو وكأنه مستمر بالعمل، ولكن في الواقع دائمًا ما يتضح أنه يسحب الطاقة من مصدر خارجي. |
ancak aslında tarihi gerçek ekmek,... ...bu beyaz harika somundur. | TED | ولكن في الواقع فإنّ الخبز الحقيقي ذو الصّلة، تاريخيّا، هو هذا الرّغيف الأبيض الرّائع. |
Ve bu pahalı bir işti ama aslında düşündüğünüz kadar da pahalı sayılmazdı çünkü bu insanlar para için değil Arşimet için geliyorlardı. | TED | وكان ذلك العمل مكلفا، ولكن في الواقع فإنّه لن يكون كما تظن لأنّ هؤلاء الناس، لم يأتوا لأجل المال، بل جاءوا لأجل أرخميدس. |
ama aslında, bu son çarpışmalarda, karın-omuz emniyet kemerleri araç koltuklarından çok daha etkili. | TED | ولكن في الواقع ، في الحوادث الأخيرة ,حزام الخاصرة والكتف أظهروا نتائج أفضل من مقاعد السيارة |
Bunu söylemekten memnuniyet duyuyorum, ama aslında bu beni şaşırtmıyor çünkü konu tamamen fizik kurallarından ibaret. | TED | لذا أنا سعيد لقول ذلك، ولكن في الواقع أنا لست متفاجئا بهذه النتيجة، لأن ببساطة هذه هي قوانين الفيزياء التي تعمل معنا. |
ama aslında bu konuda size soracakları tek soru bu değil. | TED | ولكن في الواقع هذا ليس السؤال الوحيد الذي سيطرحونه حول هذا الموضوع. |
Ve gördüğünüz şekilde, bir polis şefi şapkası gibi görünüyor, ama aslında bu bir saldırı, mavi renkli olan. | TED | ويمكنكم أن تروا أن هذا ، يشبه قليلا قبعة قائد ، ولكن في الواقع أن هذا اعتداء ، تلك التي بالأزرق |
ama aslında, biz değiştik. Bizler bu zorluk ve engellerin ister fiziksel olsun, ister duygusal veya her ikisi birden, izlerini taşıyoruz. | TED | ولكن في الواقع ، نحن نتغير بطبيعة الحال من قبل أي تحدي سواء كان جسديا أو عاطفيا أو كليهما |
ama aslında Noah biraz delirmişti. | Open Subtitles | ولكن في الواقع ، وكان نوح ذهبت قليلا جنون. |
Daha önce yapmalıydım, ama aslında kafamdaki düşünce onu geri getirebileceğimizdi. | Open Subtitles | كُنْتُ سأفعل ذلك قريباً, ولكن في الواقع فكرت أننا سنعمل على إعادتها. |
Bugün bir psikolojik boşalma beklemiyordum ama aslında çok iyi geldi. | Open Subtitles | لم أكن أتوقع جلسة للتنفيس عن المشاعر ولكن في الواقع كان شُعوراً جيداً |
Şiir gibi konuşurum ki bunun netlik sağladığını düşünmek isterim ama aslında bu mesajı anlaşılmaz hâle getirebiliyormuş. | Open Subtitles | وأنا شاعرية, كما تعلمين, أنا أحب التفكير في زيادة التوضيح، ولكن في الواقع ربما البساطة توصل الرسالة. |
İlk bakışta, kum adacığı oldukça düşmancıl bir ortam gibi gözüküyor olabilir ama aslında bolluk içinde yaşamı destekliyor. | Open Subtitles | لأول وهلة قد تبدو الجزيرة الصغيرة بيئة غير مضيافة ولكن في الواقع يمكن أن تساند الحياة بوفرة. |
Kulağa gerçekten garip geliyor, ama aslında burada olmak oldukça ayrıcalıydı. | Open Subtitles | . يبدو غريبا حقا، ولكن في الواقع انه لشرف كبير أن أكون هناك. |
Kulağa cazip geliyor, ama aslında büyükannen çok akılcı biriydi. | Open Subtitles | حسناً, يبدو مُغرياً, ولكن في الواقع جدتك كانت أكثر عقلانية من ذلك |
ama gerçekte bu pazarda bir paylaşım prensibi hüküm sürüyordu. | TED | ولكن في الواقع هذا السوق محمي بمبدأ التشارك. |
ama gerçekte bu makineyi zaten var olan şeylerin daha iyisini yapmak için ortaya çıkarmadım. | TED | ولكن في الواقع الفعلي، لم أقم بإختراع هذا الجهاز لكي أقلد أشياءً موجودة بالفعل. |
İnsanlar Afrika'ya ilk mobilleşen kıta demeyi seviyor, ancak aslında Afrika tek mobilleşen kıta, bu yüzden diğer herkes bu dediğim farklı şeyleri yaparken, biz dünyanın sorunlarını çözüyoruz. | TED | لذا، الناس يحبون تسمية أفريقيا بـقارة الجوال الأولى، ولكن في الواقع إنها لا تتوفر إلا على الجوال، لذا حينما كان الجميع منشغلا بـالقيام بكل هذه الأمور، كنا نحن منشغلين بـحل مشاكل العالم. |
Ama gerçek hayatta, berbat ötesi. | Open Subtitles | ولكن في الواقع أنها فظيعه |