"وليست فقط" - Traduction Arabe en Turc

    • sadece
        
    Hayvanlarda denediğimiz teknoloji sadece bundan ibaret değildir. TED وليست فقط التكنولوجيا هي ما نضعه في الحيوانات.
    üstelik sadece herkesin yapabileceği kolay işler değil. TED وليست فقط أشياءً سهلة يستطيع أي شخص فعلها.
    Şimdi o bir bilim kadınıydı sadece kendi deneyinde bir denek değildi. TED ولكنها أصبحت الآن عالمة، وليست فقط عبارة عن عينة في تجربتها.
    Geç saatlere kadar kalır onlarla konuşurdu hastalığı deneyimlemenin ne demek olduğunu anlamak için. sadece teknik ayrıntılarıyla değil. TED يبقي متأخرا يتحدث معهم، محاولا أن يفهم تجربة المرض وليست فقط الأمور التقنية.
    Mesaj göndermek isteyenleri de etkiliyor. Çünkü şu anda, sadece tek bir stratejinin değil, bütün ekosistemin tümüyle değişimini yaşıyoruz. TED لأن هذا تحول شامل في النظام البيئي وليست فقط أستراتيجية محددة مشاكل الإعلام التقليدي ، منذ القرن العشرين
    sadece güzel çiçekler değil ağaçlar ve çimenler de polenlere sahip. TED وليست فقط الأزهار الملونة هي التي تملك حبوب اللقاح فحتى الأشجار والأعشاب
    Ve o sadece güzel bir kadın değil... aynı zamanda ondan çok hoşlanıyorum. Open Subtitles وليست فقط هي فتاة جميلة جداً لكنّني أحبّ هذه الفتاة كثيراً
    sadece şehir merkezinde değil burada, Doğu Yakası'ndaki sizin bölgelerinizde de olacak. Open Subtitles وليست فقط مناطق وسط المدينة لكن مجتمعاتكم هنا على الجهة الشرقية.
    - Egzotik yaratıkla tanıştım sadece büyüleyici, zarif ve tek değil... Open Subtitles -لقد قابلت تلك المخلوقة الغريبة ، وليست فقط جذابة وأنيقة فحسب
    Üstelik sadece durağan hafıza değil tüm gerçekliğiyle anı hissiyâtından bahsediyoruz. Open Subtitles وليست فقط الذاكرة الثابتة، كلا استدعاء الذاكرة الكاملة
    Ve bu sadece suda işe yaramıyor. TED وليست فقط المياه التي تعمل معها.
    Şimdi, desteklenebilir yatırımlar, iyi haber şu ki, sihirli büyü ve yatırım sırrı gerektirmez, sadece seçkin sınıf için değildir. TED الآن، والاستثمار المستدام، والخبر السار هو أنها لا تتطلب الوصفة السحرية كما لا يتطلب الأمر بعض أسرار الاستثار، وليست فقط للنخبة.
    Ve şu köprünün üzerine götürmemiz gereken sadece Velasca değil, Callisto da. Open Subtitles أبداً وليست فقط (فالاسكا) هي التي يجب جعلها تقف فوق ذلك الجسر..
    sadece ellerin de değil! Open Subtitles وليست فقط اليدان
    Kalbinin içine bakmaya hazır mısın, Tom Thornton? Söylediklerin duyuldu ve sadece ben değilim duyan. Open Subtitles كلماتك سمعت وليست فقط من قبلي
    Bu sadece meleksi bir görünüş değildi. Open Subtitles وليست فقط صورة لملاك
    Evet. sadece duygularım da değil. Open Subtitles نعم, وليست فقط عواطفي
    Ve sadece o gece değil. Open Subtitles وليست فقط تلك الليلة.
    Caretaker'ın elinde cinayet, yolsuzluk, şantaj kayıtları bulunuyor ve kayıtlar sadece hükümetle alâkalı değil şirketlerle, milyarderlerle alâkalı. Open Subtitles يقول أن (القائم بالأعمال) لديه دلائل على جرائم قتل فساد ، ابتزاز ، وليست فقط من حكومات لكن من شركات وأصحاب مليارات
    Ve sadece bizim okul da değil. Open Subtitles وليست فقط مدرستنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus