İnsanlar yeni bir favorin olduğunun farkında. - Bundan hiç memnun değiller. | Open Subtitles | بدأ الناس يلاحظون أنه أصبح لديك شخص مفضل جديد، وليسوا سعداء بذلك |
Çalışanlar, kaynaklarımız ve değerlerimizdir; maliyet ya da kafa sayısı değiller; makine değiller; hatta Alman bile değiller. | TED | الموظفون الآن هم الموارد والأصول، وليس تكاليف أو أرقام، وليسوا آلات، وليسوا حتى ألمانا. |
Hayatımızın bir parçası. Farklı bir şey olmak zorunda değiller. | TED | إنهم جزء من حياتنا , وليسوا دائما جزء منفصل |
İsimleri ve tasmaları var. Hayvan satan dükkanlardan değiller. | Open Subtitles | أنهم لديهم أسماء وألوان وليسوا من نفس المحل |
İstediğin üç kişi de hasta ve burada değiller. | Open Subtitles | الثلاثة رجال الذين ذكرتهم مرضى وليسوا حاضرون اليوم |
Pek çok insanın böyle burunları var. Domuz-adam olmak zorunda değiller. | Open Subtitles | الكثيرون لديهم أنفاً بهذا الشكل، وليسوا رجالاً خنازير |
Onlar yaşlı, Farley. Acınacak halde değiller. | Open Subtitles | انهم فقط كبار بالسن وليسوا مثيرين للشفقة |
Güvenlik görevlileri saf kod, oyuncu değiller. | Open Subtitles | الحراس كانوا محض رموز نقية، وليسوا لاعبين |
Benim çalışmam fasulyeyle ilgiliydi ve şu an onların müşterisi bile değiller. | Open Subtitles | عملي كان للفاصولياء وليسوا عميل لديهم بعد الآن. |
Yüzey sakinleri lordum. Amazon değiller. | Open Subtitles | إنهم من سكان السطح يا مولاي وليسوا من الأمازونيات. |
Gereken malzemeleri çok ucuz ve dokunması iğrenç olan malzemelerden değiller. | Open Subtitles | والمكونات ليست غالية علي الإطلاق وليسوا مقذذين عندما تلمسهم |
Bunlar muhasebeci ve avukatlardan oluşuyor, din bilimcisi değiller. | Open Subtitles | أعنى أنهم بالأساس مُحاسبون ومُحامون وليسوا عُلماء دين. |
Ailemizden onlar! Çöp değiller. | Open Subtitles | إنهم أفراد عائلتنا وليسوا قمامة لنرميهم. |
Onlar talihsiz aptal değiller, kurban da değiller. | Open Subtitles | إنهم ليسوا بؤساء سيئي الحظ. وليسوا بضحايا. |
Buradan çıkmamız gerek. Bunlar iyi insanlar değiller ve IADG ile de alakaları yok. | Open Subtitles | علينا مغادرة المكان إنهم أشرار وليسوا مع مجموعة حماية الحيوان |
(Kahkahalar) Yemen'de, çoğu kadın peçe takıyor ve kapılar ardında oturuyorlar ve kamu hayatının büyük bir parçası değiller. | TED | (ضحك) في اليمن .. معظم النسوة " منقبات " ويجلسون خلف الابواب المغلقة وليسوا جزء كبير من الحياة العامة |
Dünyadaki en iyi öğrenci değiller. | TED | وليسوا من أفضل الطلاب في العالم. |
Depo odasında değiller, burada değiller. | Open Subtitles | إنهم ليسوا بالمخزن وليسوا هنا. |
İmza peşinde şeytanlar! İnsan değiller. | Open Subtitles | إنهم شياطين الاتوجراف وليسوا بشراً |
Başlangıç olarak mantıksız veya potansiyel olarak cinayete meyilli değiller. | Open Subtitles | على الأقل هم ليسوا مهووسين وليسوا غير عقلانيين! |