Sana uçman için para ödüyorlar, ağlayarak bir kızın fotoğrafına bakman için değil. | Open Subtitles | انت تتقاضى راتبك على قياده طائره مقاتله وليس على الجلوس فى مقصورتك لتبكى على صوره فتاتك |
Halkım için yönetiyorum, parti için değil. | Open Subtitles | إنّني رئيساً على الناس، وليس على حاشيتي. |
Tyler ilacı almış olsa bile ilaç insanlar için değil bilgisayar sistemleri için tasarlandı. | Open Subtitles | هذا غير منطقي، لأنّه حتى وإن تناول العقار، فهو مصمم للعمل على أنظمة الحواسيب، وليس على إنسان آخر. |
Fakat bu imaj artık başka bir zamana aittir ve üstelik demode olan başka bir şey de, şimdiki veya gelecekteki bir dünya için değil de, geçmişteki bir dünya için olan, başarı modellerine dayalı liderlik geliştirme programlarıdır. | TED | ذلك النوع من الصور أكل عليه الدهر وشرب، كذلك بالنسبة لبرامج تنمية القيادة التي تستند على نماذج النجاح القديمة، وليس على نماذج العالم الحالي أو المستقبلي. |
Fakat iddia makamı tezini fantazi üzerine kuruyor, gerçekler üzerine değil. | Open Subtitles | لكن الولاية بنَت قضيتها على الخيال وليس على الحقائق. |
Kendi vücudun için çalışmak buradasın, kendi işin için değil. | Open Subtitles | أنت هنا كي تعمل على جسمك وليس على عملك |
Benim için endişelenmişti kız için değil. | Open Subtitles | لقد قلق علىّ، وليس على الفتاة |
-Komşunu yapman için değil. | Open Subtitles | ..وليس على النوم مع الجار |
Gizli kalmış özellikleri için değil. | Open Subtitles | وليس على احتمالاته |
Ama bu terim makineler için kullanılıyor, insanlar için değil. Bizim değişme ve gelişme yeteneğimiz var. | Open Subtitles | -مصطلح ينطبق على الآلات وليس على الأشخاص . |
Konuş benimle. Elijah gönderdiği için değil. | Open Subtitles | تحدّث إليّ، وليس على اعتبار أن (إيلايجا) أرسلني. |
Ben Steve için üzülüyorum, kendim için değil. | Open Subtitles | أشعر بالأسف على (ستيف) وليس على نفسي |
Anlıyorum ama eğer bu bahse gireceksen kendi sesin üzerine girmelisin koltuk minderi yiyen bir psikopat üzerine değil. | Open Subtitles | مفهوم لكن إذا كنتِ ستقومي بذلك الرهان أتمنى بأن تقومي بالرهان على صوتك وليس على مختلة عقلياً تأكل وسائد الأريكه |
- Haydi Senatör asıl konu üzerine yoğunlaşalım. Çerez üzerine değil. | Open Subtitles | دعينا نركّز على الـ"ستيك"وليس على البازلاء. |