Gerekirse başvururuz ama gerekince, daha önce değil! | Open Subtitles | سنقوم به عند الضروره عند الضروره فقط وليس قبل ذلك |
Önce askerler çekilsin, öyle konuşuruz. daha önce değil. | Open Subtitles | سأتحدث معهم بعد انسحاب الجنود وليس قبل ذلك |
Ben aç dediğimde açacaksın, daha önce değil. | Open Subtitles | عندما أطلب منكِ فتحها ! تفتحينها وليس قبل ذلك |
Dönüş zamanı geldiğinde ... daha önce değil Kriechbaum. | Open Subtitles | ... عندما يحين موعد عودتنا "وليس قبل ذلك "كريشبيـم |
Anlaştığımız zaman olduğu yeri sizinle paylaşırım daha öncesinde değil. | Open Subtitles | سأطلعكم على مكانه عندما أحصل على عرض وليس قبل ذلك |
Zamanı geldiğinde ... daha önce değil, Kriechbaum. | Open Subtitles | ... عندما يحين موعد عودتنا "وليس قبل ذلك "كريشبيـم |
Olmasa iyi olur çünkü kurul söylediğinde gideriz daha önce değil. | Open Subtitles | من الأفضل لك ألا تكون لأننا سوف نذهب عندما يقول المجلس وليس قبل ذلك ! |
- Zamanı geldiğinde. daha önce değil. | Open Subtitles | -عندما يحين الوقت، وليس قبل ذلك |
Benimle o zaman irtibata geçin, daha önce değil. | Open Subtitles | تواصل معي آنذاك وليس قبل ذلك |
daha önce değil. | Open Subtitles | وليس قبل ذلك |
daha önce değil. | Open Subtitles | وليس قبل ذلك |
daha önce değil. | Open Subtitles | وليس قبل ذلك |
Ve daha önce değil. | Open Subtitles | وليس قبل ذلك |
Kelly'i buraya getirdikten sonra ortamı kontrol edeceğiz, öncesinde değil. | Open Subtitles | سأقوم بإحضار كيلي لخارج الركود عندما يكون لدينا سيطره على بيئتها وليس قبل ذلك |
Bunu sabah uyandığımda düşüneceğim, saniye öncesinde değil. | Open Subtitles | سنتحدث عن ذلك عندما أسيقظ في الصباح وليس قبل ذلك. |