Aramızda bir şey yok. | Open Subtitles | لقد إكتشفت أنني أخرق جدا وليس هناك أي شيء بيننا |
Ve işten çıkarıldın. Yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | وليس هناك أي شيء يمكن أن نقوم به |
Bu konuda yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | وليس هناك أي شيء يمكن أن نقوم به |
Yeni ateşlenmişti, üç kurşun ve Büro'ya giden dosyada hiçbir şey yok bu yüzden bulmamamız için dua etsen iyi edersin. | Open Subtitles | وجد إنه تم الإطلاق منها حديثًا، ثلاثة رصاصات وليس هناك أي شيء بالملف في المكتب لذا يستحسن أن تصليين بألا نجدهم |
Ve bunu değiştirmek için yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وليس هناك أي شيء تملك فعله لكي تغير تلك الحقيقة. |
Yapabileceğim başka bir şey yok. | Open Subtitles | وليس هناك أي شيء باقي لأفعله. |
Bak, Oliver seni dünyadaki her şeyden çok seviyor ve Tucker'ın ya da başkasının bunu değiştirmek için yapabileceği bir şey yok. | Open Subtitles | إسمعي، (أوليفير) يحبك أكثر ...من أي شئ آخر على الأرض (وليس هناك أي شيء يمكن لـ(توكر... أو أي شخص آخر أن يفعله لتغيير ذلك |
Kalın bağırsağa dört kez baktık ve hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد فحصنا هذه الأمعاء أربع مرات الآن، وليس هناك أي شيء هنا. |
Elimden gelen hiçbir şey yok. | TED | وليس هناك أي شيء أستطيع فعله. |
- Yasadışı hiçbir şey yok. | Open Subtitles | - وليس هناك أي شيء غير قانوني هنا |