Kaşifin sorunu sadece oraya varmak ve orada bulunduğunu söylemektir. | Open Subtitles | ومشكلة أن المستكشف سيذهب هناك ثم يقول أنه كان هناك |
Çadırda yaşayan çöp adam çünkü evini kaybetmiş uyuşturucu sorunu ve araba kazası yüzünden. | Open Subtitles | رجل خشبي يعيش في خيمة لأنه خسر منزله بسبب حادث السيارة ومشكلة الكوكائين |
Gerçekleşmeyi bekleyen, küçük bir uyuşturucu iştahsızlığı sorunu var. | Open Subtitles | هناك مشكلة فقدان شهية ومشكلة مخدرات على وشك الحدوث |
- Mr. Gigglesworth! Onu öldürüyor baba! - Bir problem daha. | Open Subtitles | لقد قتل مستر جيجلسورث يا أبي ومشكلة بدأت , أنا أسف |
- Mr. Gigglesworth! Onu öldürüyor baba! - Bir problem daha. | Open Subtitles | لقد قتل مستر جيجلسورث يا أبي ومشكلة بدأت , أنا أسف |
Bu süreç, bilirsiniz, mühendislik problemi, bir mekanik problemi, bir lojistik problemi, bir operasyon problemidir. | TED | العملية، كما تعلمون، هي مشكلة هندسية مشكلة ميكانيكية، مشكلة منطقية، ومشكلة تنفيذية |
Afrika kıtasının problemi ve yardım endüstrisinin problemi, Afrika hükumetlerinin karşı karşıya bulunduğu teşvik yapısının bozulmuş olmasıdır. | TED | مشكلة القارة الأفريقية ومشكلة صناعة المعونة هو أنه قد تشوه هيكل الحوافز التي تواجه الحكومات في أفريقيا. |
Ama sen ve buradaki diğer herkesin sorunu kuralları takmamanız. | Open Subtitles | لكن مشكلتك ومشكلة جميع من في هذه الغرفة أنكم لا تلقون بالاً حيال القواعد |
Gerek yenilik sorunu, gerekse erişim sorunu, şundan kaynaklanıyor: dünyada paranın bölüşümü. | TED | الآن، فإن كلا المشكلتين مشكلة الابتكار ومشكلة الإتاحة-- لها علاقة ب: توزيع المال في العالم. |
İsmi "Billy Twitters ve Mavi Balina sorunu." | TED | اسمه "بايلي المغرد ومشكلة حوته الأزرق." |
Ben hayatına girmeseydim annesi ayyaş sinir sorunu olan değersiz birinden ibaret olurdun. | Open Subtitles | لو لم أدخل حياتك لكنتَ نكرة ضائعة... مع ام مخمورة ومشكلة في التحكّم بالغضب. |
Tüm otistik genlerden kurtulsaydık Silikon Vadi de kalmazdı enerji sorunu da asla çözüme ulaşmazdı. alkışlar | TED | ولو أردتم التخلص من كل جينات التوحد لن يكون هناك مزيد من وادي السيلكون , ومشكلة الطاقة لن تجدوا لها حل . ( تصفيق ) |
Bir tek Orlando sorunu var, bir de sanırım Little Man. | Open Subtitles | ولدينا مسألة (أورلاندو) ومشكلة أنه كان هناك (ليتل مان) |
Taub'un sorunu karısı, 13'ün sorunu sensin. | Open Subtitles | ،مشكلة (تاوب) هي زوجته ومشكلة (ثلاثة عشرة) هي أنتَ |
Chase ve Cameron'un sorunu ölen Afrikalı diktatör. | Open Subtitles | (ومشكلة (تشايس) و(كاميرون هي الطاغية الأفريقيّ الراحل |
Ve Ava'nın sorunu da Darby'nin sorunuydu. | Open Subtitles | ومشكلة (إيفا) كان يعتبرها مشكلته الخاصة |
Onu inşa ederkenki problem, Balili işciler bu planları gördüklerinde onlara baktılar ve dediler ki "Bu nedir?" | TED | ومشكلة تشييدها -- حينما رآى عمال البناء الباليون رزمة طويلة من الخطط، نظروا إليهم وقالوا: "ما هذا؟" |
Birleşik Devletlerle ilgili diğer bir problem de, dünyada en çok savaşan millet olmamız. | TED | ومشكلة أخرى لدى الولايات المتحدة، هي أننا أكثر دولة لديها حروب في العالم . |
Benim için kritik öneme sahip problem ise bir asırdan uzun bir süredir, pornografi karşıtı konumun geylere ve lezbiyenlere veya sıra dışı istekleri ya da fetişleri olanlara karşı ayrımcılık yapmak için bahane olarak kullanılmasıydı. | TED | ومشكلة كبيرة بالنسبة لي كانت أنّه لأكثر من قرن، قد استخدم موقف مكافحة الإباحية كذريعة للتمييز ضد المثليّين جنسيًا والمثليات أو الأشخاص الذين لديهم نزوات جنسية أو رغبات غريبة. |
Ve zayıf görme problemi, aslında sadece bir sağlık problemi değil, eğitimsel bir problem de, ve ekonomik bir problem, ve yaşam kalitesi problemi. | TED | ومشكلة النظر الضعيف، في الواقع ليست فقط مشكلة صحية، لكنها أيضاً مشكلة تعليمية، وهي مشكلة إقتصادية، وهي مشكلة نوعية الحياة. |
Visa'sı, MasterCard'ı ve bir problemi var. | Open Subtitles | لدية فيزا ، ماستر كارد ، ومشكلة |
Kesin! İçki problemi de kendiliğinden bitecek. | Open Subtitles | ومشكلة الشراب عنده سوف تحل. |