"ومضات" - Traduction Arabe en Turc

• ışık
• parlamaları
• Çakma
• görüntüler
• görüntü
• Parlamalar

Birkaç ışık çakması, onu fazlaca endişelendirmiş.
كان عندها ومضات من الضوء على العين, وقد اقلقها ذلك

-Arabada bir ışık gördüm. Duvarda delik yoktu ama.
رأيت ومضات بندقية تخرج من السيارة ولم أرى أية ثقوب رصاصة على الحائط

Bu, karanlıkta oturup çok küçük, neredeyse görünmez parlamaları fosforlu ekranda saymak anlamına gelir.
عملياً كان يعني ذلك الجلوس وحيداً في الظلام و القيام بعد ومضات خافتة جداً تكاد لا ترى على الشاشة المفسفرة

Öfke ve şiddet parlamaları ve sonra hiç bir şey.
ومضات من الغضب و العنف .. وبعد ذلك لا شيء على الإطلاق

Çakma da yok.
لا شىء , لا ومضات

Biliyorum, ama aklıma tuhaf görüntüler geliyor ve suçluluk duyuyorum.
اعرف.اعرف.لكن لدي هذه ومضات لذكرى فظيعة جداً.وانا اشعر بالذنب كثيراً

Kareler hâlinde görüntü görüyorum. Tam gördüm derken bir anda kayboluyor.
لا تنفك تحضرني ومضات ذاكرة، لكنّهم يتلاشون تقريبًا حالما أبصرهم.

İlk geldiğimde bilgisayar ekranında şu Parlamalar, resim parçalanmaları vardı...
كانت هناك ومضات على شاشة الحاسوب حين دخلت، كأنه تدفق للصور.

Birdenbire etrafta parıldayan, evrene enerji boşaltan bu ışık saçan yıldızlar ortaya çıktı.
تصدر فجأة ومضات جديدة من الضوء تشعّ من الآن فصاعداً، تنشر الطاقة في الكون.

Varlıklarını ortaya çıkaran, parıldayan minik mavi ışık patlamaları.
مما يسبب ومضات دقيقة من الضوء الأزرق و الذي يؤكد على وجودهم

Birisi babanın iş hattını aradığında zil sesi yerine ışık yanacak.
لذا، عندما أحدهم يتصل بخط العمل، سوف يصدر ومضات بدلاً من أن يرن.

Ya, önceden yaşadığını sandığın anlar, hafıza parlamaları?
ماذا عن... ...ومضات فى الذاكرة, ظاهرة شوهد من قبل.

Yaşadığınızı "gerçeğin izlenimsel parlamaları" olarak tasvir etmişsiniz.
لقدوصفتتجربتك.. بأنها "ومضات انطباعيه عن الواقع"

Çakma yok, üzgünüm.
ايس لدى شىء , لا ومضات

Çakma yok. Hiçbir şey yok.
لا ومضات ، لاشيء

Yalnızca kafamdaki ani görüntüler ama bazı şeyler kesinlikle bana geri dönüyor.
أنها فقط ومضات من الصور في رأسي لكن هناك شيء ما محدد يلح علي

Sadece görüntüler biliyorum ama seni hatırlıyorum.
أعرف انها مجرد ومضات ولكنني فعلاً أتذكرك

Anlık görüntüler görüyorum ama tam hatırlıyorum derken kayboluyor.
لا تنفك تراودني ومضات ذكريات، إلّا أنّهم يتلاشون حالما أكاد أبصرهم.

O gece burada iki hızcı varmışsa eğer onların hareketlerinden çıkan kıvılcımlar gümüş nitratın üzerinde görüntü oluşturacak kadar ışık bırakmış olmalı.
لو كان هناك شخصان سريعان تلك الليلة، الشرارة من حركتهم سوف تولد ومضات كافية كي تكشف -بوضوح صوراً على نترات الفضة ...

Birkaç görüntü.
-كلا، مجرد ومضات

Görüşünde Parlamalar ya da gölgeler var mı?
ظلال أَو ومضات في مجال رؤياك؟

Bazen Parlamalar yaşıyorum.
وأحياناً أرى ومضات.