Nihayet kör talihin karanlık dehlizlerinde cılız bir umut ışığı görebilmiştim. | Open Subtitles | رأيت وميضاً من الضوء في النهاية الأخرى، لكهف الموت الأسود |
Sokağa girdiğimde onun koştuğunu duydum, peşinden gittim, bir ışık vardı, sanki bir alarm ışığı gibi, namludan çıkan patlamanın ışığını gördüm ve bağırdım, "Polis. | Open Subtitles | عندما وصلتُ إلى الزقاق، سمعتُه يهرب، ومن ثمّ لاحقتُه، وكان هناك ضوء، وكأنه ضوء مصباح أمني، ورأيتُ وميضاً |
Kör edici bir magnezyum ışığı saçar. | Open Subtitles | إنها تولد وميضاً يُعمي |
Şimşeğin çaktığını gördüğünüzde, o sadece bir kitabın başlığı gibidir. | Open Subtitles | عندما تلمح وميضاً في الزمن الحقيقي، فذلك كرؤية عنوان كتاب. |
Şimşeğin yere düştüğünü görebilirsiniz, belki biraz titrediğini görebilirsiniz fakat tüm görebileceğiniz budur. | Open Subtitles | فبوسعك مشاهدة أنه كان هناك وميضاً لامس الأرض، لعله يترجرج قليلاً، لكن ذلك جُل ما تعرفه. |
Bir işaret ışığı gönderiyor. | Open Subtitles | إنها تبعث لنا وميضاً |