Bu arada, gizli olarak toplanırız ve öğrendiklerimizi güvendiğimiz kişilerle paylaşırız. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، فإننا نلتقي بالسر ونتشارك بما نعرفه مع من نثق بهم |
Doğru. Çocuk yaparız. Bütün sorumluluğu paylaşırız. | Open Subtitles | صحيح ، نُنجب طفلاً، ونتشارك جميع المسؤوليات |
Bir geçmiş paylaşıyoruz, ve bir amaç paylaşıyoruz esinlenmek ve esinlendirmek için. | Open Subtitles | نحن نتشارك فى التاريخ ونتشارك فى هدف واحد هو أن نصبح ملهمين |
Ve şimdi buradayız teknik olarak hâlâ evliyiz ve yasal olarak bir oğlu paylaşıyoruz. | Open Subtitles | .. والأن ماذا نحن لانزال زوجان ، ونتشارك في إبن بشكل رسمي |
San Fransisco sokaklarını yürüyelim ve öfkemizi paylaşalım! | Open Subtitles | "دعونا نسير فى شوارع "سان فرانسيسكو ونتشارك فى غضبنا |
- Peki. Birkaç sipariş verip paylaşalım bence. | Open Subtitles | فلنطلب طبقين ونتشارك الطعام |
Kitlesel eylem çağrısında bulunuyor, rejimin Mısırlıların bilmesini istemediği haberleri paylaşıyorduk. | TED | وكنا ننادي بالتحرك مجتمعين، ونتشارك الأخبار التي لا يريد النظام أن يعرفها المصريون. |
Soruşturmamızla ilgili elimizden geleni paylaşırız. | Open Subtitles | ونتشارك ما يمكننا مشاركته بشأن تحقيقنا المشترك |
Ve her sürüşten sonra birlikte oturup, o gün o kelimelerin ortaya çıkıp bir değişim yarattığı anlarımızı paylaşırız. Ve bu tartışmalar son derece ilham verici olabilir. | TED | وفي نهاية كل رحلة .. نجلس سويةً ونتشارك اللحظات ونتحدث بهذه الافكار الرائعة التي مرت بنا اليوم .. والتي قامت بتغير منظورنا للحياة .. وهذه النقاشات .. يمكنها ان تكون ملهمة جداً للاشخاص |
Büyük bir takımız biz, istihbaratı paylaşırız. | Open Subtitles | نحن في نفس الفريق ونتشارك المعلومات |
Yatakları paylaşırız. | Open Subtitles | ونتشارك الأسرَة |
Clark'la yakın çalışıyorum. Bazen makale de paylaşırız. | Open Subtitles | أعمل مع (كلارك) عن كثب، ونتشارك الخط الثانوي أحياناً |
Konuşuyoruz, dinliyoruz, paylaşıyoruz. Birbirimizi tanıyoruz. | Open Subtitles | كلانا يتكلم ونستمع ونتشارك نعلم أشياء عن أحدنا الآخر |
Aynı sınftayız. Benzer düşünüyoruz ve her şeyi paylaşıyoruz. | Open Subtitles | نفكـر بنفس الطريقة، ونتشارك في كل شيء. |
Hiç dışarıda yemek yemiyoruz. Deodorantımızı paylaşıyoruz. | Open Subtitles | ولم نأكل في المطاعم ونتشارك مزيل العرق |
Biz bişeyler paylaşıyoruz, konuşuyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحدث، ونتشارك بعض الأمور. |
Hadi gelin, San Francisco sokaklarında yürüyüp, ...öfkemizi paylaşalım. | Open Subtitles | "دعونا نسير في شوارع (سان فرانسيسكو) ونتشارك غضبنا" |
Sürekli mesajlaşıyorduk. Bir şeyler paylaşıyorduk. | Open Subtitles | نتراسل مع بعضنا طوال الوقت ونتشارك الاشياء. |