Yeni bir güneş sisteminin ortaya çıkışı ve gezegenlerin gelişmesi çalkantılı bir süreç olabilir. | TED | إن عملية بناء نظام شمسي جديد ونمو الكواكب من الممكن أن تكون عنيفة وفوضوية. |
Olgun ekonomilerde imalat eve dönerek daha fazla istihdam, daha fazla verim ve büyüme yaratacak. | TED | في الاقتصادات الناضجة، سيعود التصنيع للوطن وسيخلق مزيد من فرص العمل إنتاجية أكبر ونمو أكبر |
Enerji kıtlığını çözmek için ekonomi genelinde iş yaratacak ve gelir artışı sağlayacak boyutta güvenilir ve makul fiyatlı elektrik sağlamalıyız. | TED | لحل مشكلة فقر الطاقة، نحن بحاجة إلى توفير كهرباء موثوقة وبأسعار معقولة، لتوفير فرص العمل على مستوى الاقتصاد ككل ونمو الدخل. |
Ancak konu sadece e-ticaretin boyutuyla ilgili değil, ekosistemlerin benimsenmesi ve birleşmesinin hızı da önemli. | TED | ولكن الأمر ليس مقتصرًا فحسب على حجم التجارة الإلكترونية، بل أيضًا سرعة تبني ونمو الأنظمة الاقتصادية الإلكترونية. |
Değerli Konsey Üyeleri, ...büyümeye devam eden bir kentiz, ...ve büyüme çilelidir. | Open Subtitles | زملائى اعضاء المجلس كمدينة نحن نواصل النمو ونمو مؤلم |
Sonra o elmalar büyük bir ağaç oldular, ve siperdekiler ağaca tırmanarak, boynuzlu atların ve arpların olduğu sihirli topraklara ayak bastılar. | Open Subtitles | ونمو في شجرة كبيرة ، وكانوا جميعاً تسلقوا الشجرة إلى أرض سحرية مع وحيدات القرن والقيثارات |
Bacaklarındaki eğriliği de kapsayan ufak bozuklukları var ve kas bağlarında, birkaç kemiksi çıkıntı var. | Open Subtitles | لديها بعض التشوهات البسيطة أيضًا يتضمن ذلك إنحناء طفيف في السيقان ونمو عظمي في عدد من أربطة العضلات |
uh, bu demek ki burada bir çok yeni insan olacak... ve size yeni iş sahaları gelecek.. | Open Subtitles | وهذا يعني بأنه سيكون هناك كثيرا من الناس الجدّد ونمو وإزدهار لأعمالكم التجارية |
ve yırtıcılar daha büyük, daha hızlı ve daha güçlü hale geldikçe avları da savunmalarını üst düzeylere taşımak zorunda kaldılar. | Open Subtitles | هذه الصخور المسحوقة هى سماداً فعلياً ونمو هذه الخلايا والميكروبات سيكون له تأثير مباشر للخلايا البدائية للحيوان |
Steve, sen bölmeden konuşmayı tercih ederim ki, ...sen kardeşimin, şişko, işsiz ve süper anti sosyal bir sakala sahip olmasının bir numaralı sebebisin. | Open Subtitles | .ستيف, أود منك أن تتخلى عن تدخلاتك هذه والتي أدت مؤخرا إلى سمنة أخي وعطالته عن العمل, ونمو تلك اللحية الرائعة والمعادية لعادات المجتمع |
Bu gövdenin gelişimine ve büyüklüğüne bakılırsa kurban ergenlik öncesi döneminde, belki on yaşında. | Open Subtitles | بالنظر إلى حجم ونمو الصدر، فالضحية لم تصل بعد لمرحلة البلوغ، ربما عمرها 10 سنوات. |
Ülser, sivilce, katarakt, glokom ishal, kâbuslar, uykusuzluk ve daha fazla kıl. | Open Subtitles | قرحه معدية، حب الشباب، إعتام عدسة العين الزَرق، الإسهال، كوابيس والأرق، ونمو الشعر بشكلٍ كثير |
Kafatası ve ekstremitelerde piophilidae kolonileri var. | Open Subtitles | لدينا إستيطان ونمو للذباب المحب للدسم في الجمجمة والأطراف. |
Singapurlu Lee Kuan Yew ve onun Pekin'deki taklitçileri, siyasi alanı demokrasiden mahrum bırakarak da gelişen bir kapitalizme, yüksek büyümeye sahip olmanın pekâlâ mümkün olduğunu reddedilemez biçimde kanıtladı. | TED | السياسي السنغافوري لي كوان يو ومقلّديه الكبار في بكين أظهروا بما لا يدعو مجالًا للشك أنه يمكننا تمامًا أن نحصل على رأسمالية مزدهرة، ونمو مدهش، بينما تبقى السياسة خالية من الديمقراطية. |
ve ulusal parkta yankılanan ses ormanın sesi olacak. | Open Subtitles | لذا فجأة ستحصل على أشجار ونمو. |
Bir dükkanla başladılar, ve bir yabani ot gibi büyüdüler. | Open Subtitles | بدأوا بمتجرٍ واحدٍ، ونمو بسرعة. |
Benim yetiştirildiğim model ve iş dünyasındaki bir çoğumuzun yetiştirildiği model benim büyümenin 3 B'leri dediye adlandırdığım modeldi. : tutarlı olan büyüme, 3 aydan 3 aya rekabet olan büyüme diğer insandan daha iyi olma ve kârlı olan büyüme böylece hissedar değeri gittikçe artar. | TED | النموذج الذي على الأقل ترعرعت في ظله والكثير من الذين يمارسون الأعمال قد ترعرعوا في ظله و الذي تحدث عنه هو النموذج الذي أسميه بـثلاثي النمو: نمو منتظم، من سنة الى أخرى؛ ونمو قادر على المنافسة، لتكون الأفضل بين الجميع؛ ونمو يؤدي الى الربح، حتى يمكنك الاستمرار في تحقيق المزيد من الربح للمستثمرين. |
Gömleğinizin yakası dışarıda, bir gündür uzamış sakalınız ile göçe kalkıştığınızda ve sabrınız tükenmek üzere olduğu anda, göçmenlik bürosu memuru pasaportuma baktı ve şöyle dedi; "Ne iş yapıyorsunuz, bay Whyte?" | TED | لذلك، عندما قابلتُ موظف الهجرة مرتديًا قميصًا ذات ياقة خارجية ونمو لحية يوم، ومتحليًا بالصبر القليل جدًا، ونظر موظف الهجرة في جواز سفري وقال، "ماذا تعملُ سيد وايت؟" |
Bu insanların bir yere gitmeyip eyaletlerinde çalışacağını gösteren birçok araştırma bulgusu var ve yerel ekonominizde çok sayıda yüksek vasıflı çalışanlara sahip olmak yine sizin ekonominizde daha yüksek maaşlar ve daha çok iş imkanı demektir ve her bir dolar için rakamları hesaplayacak olursanız eyalet ekonomisi yararına üç dolar geri alırsınız | TED | وهناك الكثير من الأدلة البحثية أن هؤلاء الناس سيقفون خلف اقتصاد الدولة وهناك الكثير من الأدلة أن وجود عدد أكبر من العمال مع مهارات أعلى، في الاقتصاد المحلي الخاص بك يؤتي ثماره في زيادة الأجور ونمو فرص العمل للاقتصاد المحلي الخاص بك وإذا قمت بحساب الأرقام لكل دولار ستستعيد حوالي ثلاثة دولارات و بالتالي ستكون الفائدة لإقتصاد الدولة. |