"وهاتف" - Traduction Arabe en Turc

    • telefonu
        
    • ve telefon
        
    • telefonum
        
    Bozuk bir cep telefonu. Paniğe kapıldım ve kapıya yöneldim. Open Subtitles وهاتف مكسور , وانا فقط خفت وانطلق نحو الباب
    Cep telefonu olan 12 yaşında bir velet bile neler yaptığını bulabilir. Open Subtitles أي فتى بعمر الثانية عشر وهاتف يمكنه ان يكتشف ما ارتكبتيه
    Donmuş bir el ve paketlenmiş bir cep telefonu kanıt odandan nasıl kayboluyor? Open Subtitles كيف ليد مجمدة وهاتف خلوي أن يختفيا من خزانة أدلتك؟
    İtalya'da, herkesin evinde su ve telefon olduğu doğru mu? Open Subtitles هل صحيح بأن كل شخص لديه ماء وهاتف في منزله؟
    Sahilde bir kulübe ve telefon var. Kolay bulunamayacak, ücra bir yerde. Open Subtitles هناك كابينة صغيرة على الشاطيء وهاتف إنها معزولة ويصعب العثور عليها
    ..bir komşum asansörü pisletmiş, ve telefonum kesik. Open Subtitles . . جار يَتغوّطُ في المصعدِ ، وهاتف مقطوُع.
    Senin ve Ed'in telefonu aksini söylüyor. Open Subtitles حسنا ، لكن هاتفك وهاتف إد يقولان شيئا آخرا
    Kağıtlar ve bir cep telefonu kısa süre önce şöminede yakılmış. Open Subtitles حصلت على أوراق وهاتف خلوى تم حرقها مؤخراً فى المدفئه
    Ve Grant'in cep telefonu kayıtları Mya'nın öldürüldüğü geceden iki gün önce Martel'in evinin yakınında bir istasyonla veri aktarımı yapmış. Open Subtitles وهاتف غرانت الخلوي سجل على برج من مقربة من منزل مارتل قبل يومين من مقتل مايا
    Tamam, temiz kıyafetler, şişme yatak, cep telefonu, kitaplar ve bir dizüstü. Open Subtitles حسناً، ملابس جديدة، وفراش هوائي، وهاتف خلوي، وكتب، وحاسوب محمول.
    Önünde bir fincan kahveyle bir masa duruyordu. Tweet’lemek için bir bilgisayarı, mesaj atmak için bir telefonu, Periscope ve YouTube yayınları yapmak için bir iPad’i vardı. TED وأمامه طاولة مع كوب من القهوة، وحاسوب محمول للتغريد عبر تويتر، وهاتف محمول لإرسال رسائل نصية، وجهاز أي باد للبث المباشر على كل من منظار الأفق بريسكوب واليوتيوب.
    Orde-Lees 8 yıl farkla doğruyu söyledi. Bu benim telsiz cep telefonum. Iridyum uydu telefonu. TED حسناً، خمن اوردي لي بطريقة خاطئة بما يقارب الثمانية أعوام. هذا هو هاتفي اللاسلكي، وهاتف الارديوم يعمل بواسطة الاقمار الاصطناعية
    Bayan Calendar'ın telefonu cevap vermiyor. Giles'ınki ise servis dışı. Open Subtitles ليس هناك جواب عند الآنسة (كاليندر) وهاتف (جايلز) خارج الخدمة
    Herkes bir maske ve cep telefonu alsın. Open Subtitles ليحصل الجميع على أقنعة وهاتف خلوي
    Uzaktan patlatmak istersen bir de cep telefonu gerekir. Open Subtitles وهاتف خلوي إذا أردت تشغيلها عن بعد
    Sahte kimlik, kredi kartları, yeni bir cep telefonu. Open Subtitles هوية مزيفة وبطاقة إئتمان وهاتف جديد
    Yani, içinde sadece bir masa ve telefon olan boş bir ofisti. Open Subtitles أعني، لقد كان فقط مكتب فارغ مع منضدة وهاتف
    Yani, içinde sadece bir masa ve telefon olan boş bir ofisti. Open Subtitles أعني، لقد كان فقط مكتب فارغ مع منضدة وهاتف
    İnterneti ve telefon hattı olan bir yere gitmeliyiz. Open Subtitles أحتاج لأن أكون في مكان فيه أنترنت وهاتف ثابت .
    Bir araba ve telefon arıyor. Open Subtitles وهو يبجث عن سيارة وهاتف
    Arkasında cep telefonum ve ev numaram da var. Open Subtitles بها رقم هاتفي المحمول وهاتف المنزل في الخلف
    Kumsalda büyük bir ev, ne yapacağımı bilmediğim bolca para ve ismini hatırlamadığım güzel kadınlarla, yaptığım sınırsız seksin sansürsüz videoları olan bir cep telefonum var. Open Subtitles منزل كبير على الشاطئ؟ مال كثير لدرجه لا أعلم مالذي سأفعل به؟ وهاتف نقال مليء بلقطات طريفه لي؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus