Adam İsa gibi bir parıltı saçıyor, değil mi? | Open Subtitles | حَسناً،هو فقط يَشْعُّ وهج رباني،أليس كذلك؟ |
Tam burada, eğer hesaplarım doğruysa beş saniye içinde bir patlama olacak. | Open Subtitles | أنظروا هنا ، لو كانت حساباتى دقيقة فسيكون هناك وهج خلال خمس ثوان |
Seks parıltısı. Tüm yüzüne yansımış. | Open Subtitles | وهج الجماع، الأمر واضح على وجهكِ. |
Gökyüzünü öylesine parlak bir ışık kapladı ki 150 kilometre ötedeki, kör bir kız bile bu ışığı gördüğünü iddia etti. | Open Subtitles | ضوء أبيض شاهق إخترق السماء بكثافة رهيبة لدرجة أنّ فتاة كفيفة البصر إدّعت أنّها رأت وهج الضوء من على بعد مئة ميل |
Fakat o çaktıkça çıkan kıvılcımlar alev aldı ve koca bir ateş topuna dönüştü. | Open Subtitles | حتّى استطاع جمع ما يكفي من الذرو حتى اضطرم اللهب ثم استحال إلى وهج مستعر |
Alt kattan devasa turuncu bir parlama geliyor. Koryum olabilir. | Open Subtitles | هناك وهج برتقالي ضَافٍ "يخرج من الطابق أسفلنا ، لابد أن يكون "الكوريوم |
Fakat ısındıkça vücutlarına altın sarısı bir parıltı hâkim oluyor. | Open Subtitles | ... . لكنببطئ وعندما يبدؤا فى الدفء ينتشر وهج ذهبى حول أجسامهم |
Gözlerinin içinde bir parıltı vardı. | Open Subtitles | كان هناك وهج في عينه |
- O ne? Işık mı parıltı mı? | Open Subtitles | ما هذا، إضائة أو وهج ؟ |
Bir dahaki patlama 57 dakika sonra. | Open Subtitles | هناك إنذار بوجود وهج شمسى بعد سبع و خمسون دقيقة من الآن |
Her bir patlama 400 milyar trilyon ampul parlaklığı kadardır. | Open Subtitles | كل وهج بلمعان أربعمئة بليون تريليون مصباح |
Bu rengin adını "ay parıltısı" olarak değiştiriyorlar. | Open Subtitles | سوف يعيدون تسمية هذا اللون إلى "وهج القمر" |
Beyazın parıltısı gözlerimi acıtıyor, efendim. | Open Subtitles | وهج اللون الأبيض يؤذي عيناي, يا سيدي |
Unutma, ışık onun zayıf yanı. Gün ışığında yaşayamaz. Lütfen bul beni. | Open Subtitles | تذكّر، نقطة ضعفه الضوء لا يمكن تحمّل وهج الشمس |
Klasik olarak gece avcıları olan kediler yansıtıcı bir tabakayla evrimleştiler. Bu tabaka, gözün algılayabileceği ışık miktarını maksimuma ulaştırır ve mükemmel gece görüşünü sağlamakla birlikte kedilere özgü göz parıltısını verir. | TED | القطط، صيادة ليلية كلاسيكية تطورت أعينها مع طبقة عاكسة تضخم كمية الضوء، لتتمكن العين من الكشف منحها ذلك رؤية ليلية ممتازة، بنفس القدر الذي يتميز به وهج عيونها |
* Güneşin son ışığındaki, tüm bir alev gibi giderler * | Open Subtitles | تخفت مثل آخر خيط من خيوط الشمس♪ ♪في وهج باهر |
Mavi parlama. | Open Subtitles | وهج أزرق اللون. |
Hanimlar, bir baksanza. Sassafras Glow degil mi bu? - Haksiz miyim? | Open Subtitles | ايبها السيدات ادعموني في خياري وهج شجرة الساسافراس، ألست محقاً؟ |
Ayrıca dün kazı yaparken öğleden sonra güneş ışığının buradaki adama yansığını gördüm. | Open Subtitles | و البارحة بينما كنا نحفر لمحت وهج ضوء الشمس يضرب عيون ذلك الشخص في آخر الظهيرة |
Gerçeklerden kaçmanın ışıltısı ile kargaşanın o sıcacık heyecanını hissetmek istedin. | Open Subtitles | لكي تحس بالدفيء المثير إنه وهج جندي الفضاء هذا |
Ama sende karizmatik hamile kadın imajı var. | Open Subtitles | ولكنك حصلت على وهج المرأة الحبلى |
Beni biraz hoş görürseniz, ışıklar gözümü alıyor parlaklığından kaçınmaya çalışacağım. | Open Subtitles | لو سمحتم لي لحضة، اريد ان اتجنب وهج الأضواء |
Yoğun çalışmalarla bile bu nefret ve öfke parıltısını saklamak mümkün olmaz. | Open Subtitles | حتّى مع التدريب الشامل، لا يمكن للمرئ إخفاء وهج الكره والغضب. |