Bu ülkede silah bulundurmak istiyorsan, taşıma ruhsatın olmak zorunda ve meslektaşımı duvara doğru ittirip silahını ona doğrultarak bir suç işlemiş oldun. | Open Subtitles | هل تعلم أنّ في هذا البلد تحتاج إلى ترخيص لحمل سلاح؟ وعندما دفعتَ بزميلي إلى الحائط وهددته بالسلاح، فقد إرتكبت جناية |
Bu ülkede silah bulundurmak istiyorsan, taşıma ruhsatın olmak zorunda ve meslektaşımı duvara doğru ittirip silahını ona doğrultarak bir suç işlemiş oldun. | Open Subtitles | هل تعلم أنّ في هذا البلد تحتاج إلى ترخيص لحمل سلاح؟ وعندما دفعتَ بزميلي إلى الحائط، وهددته بالسلاح، فقد إرتكبت جناية |
lRA'in para işlerine bakan adamını arkadaşlarının önünde tehdit ettin. | Open Subtitles | تقدمت من الرجل الذي يجمع المال للجيش الجمهوري الإيرلندي وهددته أمام رجاله؟ |
Olayın üzerinden haftalar geçmiş ama sonra Muriel kuşku duymaya başlamış ve onu hap satmamakla tehdit etmiş. | Open Subtitles | لكن هاجس القلق انتابها وهددته بالتوقف عن التزويد |
Addison bunu anlayınca ona sert bir e-posta göndererek bir daha bağlantı kurarsa polis aramakla tehdit etmiş. | Open Subtitles | وعندما أدركت أديسون هذا أرسلت له رسالة بريد إلكتروني شديدة اللهجة وهددته بالاتصال بالشرطة |