Sizinle küresel mülteci krizi hakkında konuşacağım ve amacım size bu krizin çözümlenemez değil, yönetilebilir olduğunu ve size bu konunun ön saflardaki mülteciler kadar bizler ve kim olduğumuz hakkında da bir dava olduğunu anlatacağım. | TED | سأتحدث إليكم عن أزمة اللاجئين العالمية وهدفي أن أريكم أن هذه الأزمة قابلة للإدارة وأنها ليست بلا حل، لكن أيضًا أن أريكم أن هذا الأمر يعنينا نحن ومن نكون كما يعني ذلك امتحاناً لللاجئين على الحدود. |
amacım onları yenmek. Kendi yöntemleri ile. | Open Subtitles | وهدفي هو أن نهزمهم في اللعبة التي اخترعوها |
Hayattaki amacım, seninle konuşup kendimi güvende hissetmek değil. | Open Subtitles | وهدفي في الحياة لا يشعرون بالأمان في الحديث معك. |
Uzun vadede Hedefim insan ve hayvanların yapabildiklerini yapan robotlar üretmek. | TED | وهدفي على المدى البعيد هو بناء آليين باستطاعتهم فعل ما يقوم به البشر والحيوانات. |
Hedefim onu mahkemeye tek parça halinde çıkarmak. Şu andaki hedef onu ameliyathaneden canlı çıkarmak. | Open Subtitles | هناك أناس سينتقمون منه لو استطاعوا، وهدفي هو إيصاله للمحكمة سليمًا. |
Ona zarar verme ihtimali olan kişiler var. Hedefim onu mahkemeye tek parça halinde çıkarmak. | Open Subtitles | هناك أناس سينتقمون منه لو استطاعوا، وهدفي هو إيصاله للمحكمة سليمًا. |
Ve benim amacım bunun nasıl çalıştığını anlamak. | TED | وهدفي هو معرفة كيف يعمل هذا النظام. |
Bu videoyu göstermekteki amacım, bilim adamlarının bazı görüşlerinin muhtemelen doğru olduğunu belirtmekle beraber, doğrudan daha çok yanlışın bu videoda gösterildiğini belirtmek istiyorum. | TED | وهدفي من هذا الفيديو هو أن أخبركم أن هنالك بعض الجوانب الصحيحة على الأرجح، في دلالة على ما يعتقد العلماء أنه يحدث في حالة الارتجاج الدماغي، لكن ربما يوجد الكثير من الأشياء الخاطئة في هذا الفيديو. |
Bunlar önceden yaptığım bazı deneylerdi çünkü amacım iki dünyayı sorunsuz şekilde bağlamaktı. | TED | هذه كانت بعض المحاولات التي قمت بها... وهدفي كان وصل العالمين الملموس و الرقمي. |
10 yıldır online oyunlar yapıyorum. Ve gelecek 10 yılda amacım, dünyayı kurtarmanın gerçek hayatta da online oyunlardaki kadar kolay olmasını sağlamak. | TED | إنني أصنع الألعاب منذ ١٠ سنوات وهدفي للعقد القادم هو محاولة تسهيل إنقاذ العالم الحقيقي كما هو الحال لإنقاذ العالم الإفتراضي |
Ama peşinde olduğumuz bu adam, Berlin bir şekilde tüm bunların merkezinde o var, şu anki tek amacım onu bulmak. | Open Subtitles | لكن هذا الرجل الذي نطارده - (برلين) بطريقة ما هو بمركز كل هذا وهدفي الوحيد هو إيجاده |
- İkinci amacım ise ödenek istemek. | Open Subtitles | - وهدفي الثاني هو طلب التعزيزات الماليه |
Benim Hedefim de 16 numara idi. | Open Subtitles | وهدفي كان المتسابق رقم 16. |
Hedefim de Carl Sherman. | Open Subtitles | وهدفي هو (كارل شرمان) |