Bu çocuk zeki değil, | Open Subtitles | وهذا الفتى لا يتمتع بالذكاء، وسيستغله الرجال الطموحون ضدك |
O ve Bu çocuk genel sekreteri öldürdü. | Open Subtitles | هو وهذا الفتى التايلاندي قتلوا الأمين العام |
- Cumartesi gecesi maçım var, ama Bu çocuk torbanın başından ayrılmıyor. | Open Subtitles | - لدي نزال ليلة السبت - وهذا الفتى لايُريد التنحي عن الكيس |
Bu kötü çocuk da tam buraya. | Open Subtitles | وهذا الفتى السيء سيذهب إلى هنا |
çocuk da, yeni genel müdür asistanı. | Open Subtitles | وهذا الفتى.. مساعد مدير جديد |
Bunu kendi kurallarımla yapmak istiyorum ama Bu çocuk bana köstek oluyor. | Open Subtitles | وأريد الخروج وفق شروطي وهذا الفتى يحاول عرقلتي |
Çok Çok Uzaklardaki Ülke'nin yeni kralı Bu çocuk mu olacaktı? | Open Subtitles | وهذا الفتى يُفترض أن ."يكون ملك "بعيد جدًّا جدًّا |
Bu çocuk sizin kulüp evinde bir iki gün kalabileceğimizi falan söyledi. | Open Subtitles | وهذا الفتى أخبرنا أننا يمكننا النوم بناديك لبضعة أيام ! |
Geçen gün Lucille hakkında konuşmuştuk Jacob diye seslendiği Bu çocuk sence de yardıma ihtiyacı yok mu? | Open Subtitles | ذلك اليوم, عندما تحدثنا عن (لوسيل) وهذا الفتى الذي تدعوهُ (جايكوب) ألا توافقني الرأي بأنها تحتاجُ المساعدة؟ |
Bu çocuk ise bir hırsız. | Open Subtitles | وهذا الفتى هو لص |
Bu yakışıklı çocuk da benim oğlum Leo. | Open Subtitles | وهذا الفتى الجميل ابني ليو |
O küçük çocuk da benim. | Open Subtitles | وهذا الفتى الصغير هو أنا. |
Ben yüz tane telefon görüşmesi yapıyorum Rod köle gibi çalışıyor çocuk da hep yapacak bir şeyler buluyor ve Tanrı biliyor Woz da kendi ağırlığını kaldırıyor. | Open Subtitles | أنا أقوم بعمل المئات من المكالمات التليفونية و (رود) يعمل بأقصى ما لديه وهذا الفتى دائماً يقوم بعمل مُفيد والرب وحده يعلم كيف يتحرك (واز) مع كل هذا الوزن |