"وهذا جيد" - Traduction Arabe en Turc

    • bu iyi bir şey
        
    • bu güzel
        
    • Bu da iyi
        
    • ve bu iyi
        
    • bu çok iyi
        
    Kız kardeşlik dernekleri okuldayken eğlenmek içindir. bu iyi bir şey ama benim buna ayıracak vaktim yok. Open Subtitles نوادي النساء كلّ شيء عن قضاء الوقت الممتع بينما تكوني في المدرسة وهذا جيد وليس لدي وقت لهذا
    Paylaştıkları bir organ yok gibi görünüyor, ki bu iyi bir şey. Open Subtitles حسناً. لا يبدو إنهما مشتركان في أجهزه, وهذا جيد.
    Hırslı birisin. bu güzel bir özellik. Bu sana çok enerji verir. Open Subtitles ،أنت رجل غاضب، وهذا جيد ذلك يعطيك دافعاً عظيماً
    Onları savunmaya zorlamak istemiyordun ki bu güzel çünkü yaptığın şey ile bizi savunma yapmaya zorladın. Open Subtitles أنت لم ترد وضعهم بوضع دفاعي، وهذا جيد لأنك الآن وضعتنا نحن بوضع دفاعي
    Sık sık uzakta, Bu da iyi birşey, çünkü çok meşgulüm. Open Subtitles إنه بعيد غالباً، وهذا جيد لأنني مشغولة جداً
    İşi almanla ilgili o şeyler çok iyi işle ilgili problemler Bu da iyi ama şimdi ihtiyacımız olan şey biraz derinlik. Open Subtitles هذه بخصوص الحصول على عمل رائعة وهذا جيد لكن الآن
    Ben kötü adamım ve bu iyi bir şey. Asla iyi adam olmayacağım ve kötü bir şey değil. Open Subtitles أنا شرير، وهذا جيد ولن أكون صالحًا أبدًا
    "Ben kötüyüm" "ve bu çok iyi" "Ben asla iyi olmayacağım" Open Subtitles أنا شرير، وهذا جيد ولن أكون صالحًا أبدًا
    Ameliyat sandıkları kadar zor geçmemiş ki bu iyi bir şey. Open Subtitles و الـ, أوه العملية ليست صعبة كما اعتقدوا من قبل وهذا جيد
    Genç ve sağlıklı, bu iyi bir şey ama eski haline ne kadar döner, söylemesi zor. Open Subtitles إنه شاب وسليم وهذا جيد لكن لا توقع لمدى الفعالية التي سيكسبها
    bu iyi bir şey; çünkü artık beni kandırabilmen oldukça zor olacak. Open Subtitles وهذا جيد .. سيكون من الصعب أكثر خداعي ثانيةً
    Çiftlikten geriye hiçbir şey kalmadı, ki bu güzel bir şey. Burada şeftali de yetişmiyordu zaten. Open Subtitles لم يتبق شيء من المزرعة, وهذا جيد لم يتمكنوا من زراعة الخوخ هنا
    Çiftlikten geriye hiçbir şey kalmadı, ki bu güzel bir şey. Burada şeftali de yetişmiyordu zaten. Open Subtitles لم يتبق شيء من المزرعة, وهذا جيد لم يتمكنوا من زراعة الخوخ هنا
    Demişti ki: "Katolik olmanın iyi yanı, cenazede konuşmamız gerekmiyor, bu güzel bir şey, çünkü biz iyi konuşamayız." TED قالت،" الشيء الجميل في كوننا كاثوليكيين هو أننا لسنا في حاجة للحديث، وهذا جيد لأننا لسنا متحدثين."
    Uzun zamandır kimse uğramamış gibi görünüyor ki Bu da iyi bir şey. Open Subtitles يبدو أنه لم يكن هنا أحد أو في الأرجاء وهذا جيد
    Aletin de pantolonunda, Bu da iyi. Open Subtitles وقضيبك فى سروالك وهذا جيد
    - Ama hapis yok. Bu da iyi. - Yok. Open Subtitles -لا وقت في السجن، وهذا جيد
    Düşüncelerinizin ortaya çıkışı biraz zaman alır ve bu iyi bir şeydir! Open Subtitles إن الأدلة كثيرة ومتتالية وهذا جيد حقا
    Peki, hala birbirimizi tanımaya çalışıyoruz, ve bu iyi. Benim bir parça endişeli olduğumu öğrendin, Open Subtitles وهذا جيد انت عرفتي انني لا احس بالآمان
    Ayrılmak beni özlemeni sağlar ve bu iyi bir şey. Open Subtitles هذا سيجعلك تفتقدينني وهذا جيد
    Daha sonra öğrencilerine anket yapıyor. İyi haber şu ki, öğrenciler, kız ve erkek öğrenciler, hem Heidi hem Howard'ın eşit derecede başarılı olduğunu düşünüyor, ki bu çok iyi. TED ومن ثم قام باستطلاع الطلبة. الخبر السار ان الطلبة ، رجالا ونساء، اعتقدوا ان كلا من هايدي و هاورد متساويين في الكفاءة، وهذا جيد.
    Yani, çocuğun var, karın var, her şeyin var ve bu çok iyi. Open Subtitles لديك زوجة وإبن ولديك كل شيء، وهذا جيد
    Onu sevmişsin. bu çok iyi. Open Subtitles حنانك يزداد تجاهه وهذا جيد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus