"وهم يعرفون" - Traduction Arabe en Turc

    • biliyorlar
        
    • bilirler
        
    • biliyorlardı
        
    • onlar da biliyor
        
    Ona LoJack gibi kelepçe taktılar. Nereye giderse gitsin her zaman yerini biliyorlar. Open Subtitles وكان هذا يضايقها وكأنها رهن الإعتقال وهم يعرفون أين هو في جميع الأوقات
    Bunu biliyorlar ama bu çirkin suçlamaları yapmakta ısrar ediyorlar. Open Subtitles وهم يعرفون هذا. لكنهم مازالوا مستمرون في هذه الاتهامات الشنيعه.
    Şehirlerinin küresel ağ medeniyetine ülkeleri kadar ait olduklarını biliyorlar. TED وهم يعرفون أن مدنهم تنتمي إلى شبكة الحضارة العالمية بقدر ما تنتمي كما إلى بلدانهم الأصلية.
    Atıştırmaya bayılırım. Neleri sevdiğimi bilirler. Kahvaltıda ne yemeyi severim çocuklar? Open Subtitles وهم يعرفون ما أحب، مالذي أحبه على الفطور يا رفاق ؟
    Pek çoğu dosttur. Yolu ve kontrol noktalarından sakınmayı bilirler. Open Subtitles أكثر ودية وهم يعرفون كيف يتجنبون نقاط التفتيش.
    Cabrini-Green'dekileri koruyamıyoruz. Bunu biliyorlardı. Open Subtitles نحن لا نستطيع حمايتهم في كابرينى الخضراء، وهم يعرفون ذلك.
    - Başka çareleri yok. Biliyorsun. Ve onlar da biliyor. Open Subtitles لا يستطيعون فعل شيئا آخر و انتي تعرفي ذلك وهم يعرفون
    Evde televizyon izlerken çok seçenek olduğundan, kanalı değiştirip reklamlarından kurtulabildiğinizi biliyorlar. TED وهم يعرفون انه عندما تشاهد التلفزيون في البيت ولان هناك الكثير من الخيارات يمكنك تغيير القنوات و تفادي التجارية منها
    Bu, bir olay anındaki standart prosedürdür, ve şimdikinin gerçek olduğunu biliyorlar. Open Subtitles حسناً إنه أجراء طبيعى فى حاله حدث فعلى وهم يعرفون أنه حقيقى هذه المره
    BağIı olduğumu ve sokak seviyesinde çalıştığımı biliyorlar. Open Subtitles وهم يعرفون أنني على اتصال وأنني تعمل على مستوى الشارع.
    inanılmaz derecede kurbanlar verild, ve onlar da artık kurban olarak çağırılacaklarını biliyorlar. Open Subtitles وهم يعرفون أنت عليهم تقدم المزيد من التضحيات
    Dinle, bütün bunları becersek bile, ...verilere ulaşabilecek tek adam benim, ve bunu biliyorlar, tamam mı? Open Subtitles إسمع، حتى لو لم ننجز هذا الشيء أنا الوحيد الذي يمكنه أن يحصل على تلك البيانات، وهم يعرفون ذلك، حسنا؟
    Takımıma gelince, sıfır toleranslıyım ve bunu biliyorlar. Open Subtitles عندما يعرف فريقي لن اتحمل وهم يعرفون ذلك
    İslam dünyayı ele geçirmek istiyor, Cosme. Ve saldıracakları doğru zamanı biliyorlar. Open Subtitles الإسلام يريد سيادة العالم, وهم يعرفون اللحظة المناسبة للهجوم
    Bu uçurumdan düşerlerse muhtemelen öleceklerini biliyorlar. Open Subtitles وهم يعرفون أنه إذا أنها تقع من هذه الهاوية، ويموت بالتأكيد.
    Endüstrinin nasıl işlediğini biliyorlar, bizi kantar hilesi ve gelirin az beyanı ile suçlayacaklar. Open Subtitles وهم يعرفون تعمل هذه الصناعة فسوف يتهموننا الغش وعدم التبليغ عن الدخل
    Öyle,Ve aşağıda kimin patron olduğunu bilirler. Open Subtitles أنا أفعلها حقاً وهم يعرفون في الأسفل من الزعيم
    Sizi siz yapan her tercihinizi bilirler. Open Subtitles وهم يعرفون كل تفضيلات، كل ما يجعل لك من أنت.
    Ve süpermarketteki kadınların da şişeyi neye benzettiğini biliyorlardı. Open Subtitles وهم يعرفون أن النساء فى المتجر عرفن ما بدت عليها
    Uçakta bir şey olduğunu biliyorlardı. Open Subtitles وهم يعرفون هناك كان شيئا على متن الطائرة
    Şimdi bunu onlar da biliyor. Open Subtitles وهم يعرفون هذا الآن.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus