"وهي الآن" - Traduction Arabe en Turc

• ve şimdi
• Şimdi ise
• Şimdi de
• ve şu an
• ve şu anda

Evet öyle! Anna senin çocuğunu öldürdü ve şimdi hapiste.
نعم، إنه ميت، آنا قتلت طفلك وهي الآن في السجن

Yanlış, esir alınmış ve şimdi o bir tutuklu. Ne?
ــ خطأ، تمّ احتجازها كرهينة وهي الآن أسيرة ــ ماذا؟

Bu yetişkinler yalnızca birkaç hafta yaşar ve şimdi de tek odakları cinsel ilişkidir, yani, genlerini gelecek ateş böceği nesillerine aktarmaktır.
لا تعيش هذه اليراعات البالغة إلا لبضعة أسابيع، وهي الآن تركز بثباتٍ على الجنس أي على دفع جيناتها إلى الجيل التالي لليراعات.

İki gün önce ikisini burada birlikte görmüştüm. Şimdi ise ölü. Rastlantı olmasa gerek.
رأيتهما معاً قبل البارحة، وهي الآن ميّتة محال أن تكون هذه مصادفة

Kız benim gözetimimdeydi, benim sorumluluğumdu. Şimdi ise ortada yok ve dışarıda kim bilir nerede.
في كل هذا، هل؟ وهي الآن اختفت، وأنا لا أعرف أين،

Aracınız, apartmanının dışında görülmüş ve şu an ölü.
لقد شوهدت سيارتك خارج منزلها وهي الآن ميتة

Kızınız ameliyattan çıktı ve şimdi yoğun bakımda.
ابنتكم خرجت من غرفة العمليات وهي الآن في غرفة العناية

Karımın söylediklerini dinlemedim ve şimdi o ölmüş biri kadar değerli.
لم أستمع لما ما لدى زوجتي لتقوله وهي الآن ستموت

Geçen ilkbahar mezun oldu ve şimdi Belediye Başkanının ofisinde çalışıyor.
لقد تخرجت الربيع الماضي وهي الآن تعمل بمكتب رئيس البلدية

Havada soluduğun bir şey, bir çeşit bakteri ve şimdi onun ellerinde, bardak, telefon.
شيء تتنفسه على متن الطائرة بعض الجراثيم وهي الآن في يديه وعلى الكاس وعلى الهاتف

O bazı düşük asılı içine çarptım meyve ve şimdi o berbat .
لقد اعتادت على الطرق السهلة وهي الآن منزعجة

ve şimdi evimizde ve nasıl bir şeye döndüğüne dair hiçbir fikri yok.
وهي الآن بمنزلنا، دون أن تمتلك أي فكرة عما الذي عادت إليه

Şimdi ise her yerde; evimde, işimde, yatağımda...
وهي الآن في كلّ مكان، في منزلي وعملي

Hayalet bir ordu kullanarak yaptığı oyunla krallığa girmeyi başarmıştı. Şimdi ise gerçek bir orduya krallığın kapılarını açıyordu.
"شقّت سبيلها بالخداع إلى المملكة مع جيشها من الأشباح، وهي الآن محلّ ترحاب حقيقيّ"

Şimdi ise Depo'nun zaman kapsülü olarak görev yapıyor.
وهي الآن كبسولة المستودع الزمنية.

Jackie evlenmek istedi, sen de kaçtın... sonra başka birini buldu, Şimdi de seninle evlenmek istemiyor.
جاكي أرادت الزواج وأنت تمنعت فوجدت شخصا آخر وهي الآن لا تريد الزواج منك

Doktordu. Şimdi de bir Federal Adli Tıp Memuru.
كانت طبيبة، حسناً، وهي الآن طبيبة شرعيّة فيدراليّة

Şimdi de suçluluk hissinden dolayı onu koruyor.
وهي الآن تقوم بحمايته بسبب شعورها بالذنب؟

Kardeşliğin nasıl işlediğini çok iyi biliyorum ve şu an benim için işliyor.
أعلم بدقّة كيف يسري عمل هذه الأخويّة، وهي الآن تعمل لصالحي.

Bir ay içinde, Virginia Üniversitesi'ndeki fakülteye katıldı ve şu anda çoğulculuk, ırk, inanç ve kültür üzerine çalışıyor.
خلال شهر انضمت إلى كلية في جامعة فيرجينا، وهي الآن تعمل على دراسة التعددية والعرق والإيمان والثقافة.