"ووافق على" - Traduction Arabe en Turc

    • kabul etti
        
    Maiyetiyle temasa geçtik, karargahlarımızdan uzakta gizli bir yerde, buluşma teklifimi kabul etti. Open Subtitles إتصالنا بمساعده , ووافق على اللقاء بنا في مكان محدداً بعيداً عن مكاتبنا.
    Kocanızın avukatı da buraya gelip baktı... ve bu koşulları o da kabul etti. Open Subtitles محامي زوجك شاهد هذا أيضاً ووافق على الشروط
    Hakimle konuştum, ikinci bir psikiyatrik değerlendirmeyi kabul etti. Open Subtitles لقد تكلمتُ مع القاضي، ووافق .على جلسة تقيم نفسي آخرى
    Birkaç yüz papel için videoyu hacklemeyi kabul etti. Open Subtitles ووافق على إختراق الفيديو لجني بضع مئات من الدولارات
    Neyse, onunla oda arkadaşıydık ve bu dönem senin paranı vermeyi kabul etti. Open Subtitles الزبدة، لقد كان زميلي في الغرفة ووافق على إعالتك هذا الفصل
    Dinle, kızgın olduğunun farkındayım ama bölge savcısıyla konuştum, tüm suçlamaları düşürmeyi kabul etti. Open Subtitles حسن, أعلم بأنك غاضبة لكنّي حدثت المدعي العام ووافق على اسقاط التهم
    Susan Harper'in dosyalarına erişmen için gereken izinleri vermeyi kabul etti. Open Subtitles ووافق على توقيع التراخيص التي ستحتاجها للحصول على ملفات "سوزان هاربر".
    Bence mesafeye ihtiyacı vardı. O da kabul etti. Open Subtitles كان واضحاً لي بأنه يحتاج الى بعضاً من المساحه ووافق على ذلك
    O zaman okula smokin pantolonunda bulduğu paraları bağışlamayı kabul etti. Open Subtitles "ووافق على تمويل المدرسة ببعض النقود التي وجدها بسروال حلة السهرة خاصته"
    Tom Watson elimi salladı ve bir anlaşma kabul etti. Open Subtitles توم واتسون مد لي يده ووافق على الصفقه
    Başsavcı anlaşmayı kabul etti bile. Open Subtitles النائب العام سبق ووافق على الإتفاق
    Şikayetten vazgeçmeyi kabul etti. Open Subtitles ووافق على إسقاط الشكوى
    Bana öğretmeyi kabul etti. Open Subtitles ووافق على تعليمي اياها
    Renee alıcısını aradı. Avans olarak 5 milyon $ ödemeyi kabul etti. Open Subtitles اتصلت (رينيه) ببائعها ووافق على دفع خمس ملايين مقدماً
    ...bana zamanında ayarladığım gey partisi için borcu olan Teksas'tan bir yetenek avcısı buraya gelip seni izlemeyi kabul etti. Open Subtitles وكشاف من (تكساس) يدين لي بصنيع من أيام العربدة ووافق على المجيء لمعاينتك
    Narayanan ile bağlantı kurdum. Görüşmeyi kabul etti. Open Subtitles (لقد تكلمتُ مع (نارايانان ووافق على لقائنا
    kabul etti. Open Subtitles ووافق على عرضي.
    Vibora Ruiz'i buldum. Lobos'a karşı tanıklık etmeyi kabul etti. Open Subtitles وجدت (فيبورا رويز) ووافق على الشهادة ضد (لوبوس)
    Ve geri vermeyi kabul etti Başkanın oğlu Open Subtitles ووافق على إعادته لابن الرئيس
    Savcıyla konuştum, Ekaterine Rykova'yı serbest bırakmayı kabul etti. Open Subtitles لقد تحدثت الى النائب العام, ووافق على اطلاق سراح (إكاترينا رايكوفا)

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus