"ووصلنا" - Traduction Arabe en Turc

    • vardık
        
    • ulaştık
        
    Böylece seferimize devam ettik ve Kuzey Kutbu'na vardık. TED وواصلنا الابحار ووصلنا الى القطب الشمالي.
    New York'dan ayın 14'ünde ayrıldık ve dün Londra'ya vardık. Open Subtitles لقد غادرنا نيويورك في الرابع عشر ووصلنا لندن بالأمس
    - ...o uzun çöl gibi ovayı geçtik Kütülen Mağara'ya vardık. Open Subtitles وعبرنا ذلك السهل الطويل الذي يشبه الصحراء ووصلنا إلى كوتولينمار
    9 Haziran'da burada yakalandık ve nihayet 29 Haziran'da oraya ulaştık. Open Subtitles تم القاء القبض علينا في 9 يونيو... ووصلنا في 29 يونيو
    Bir noktaya ulaştık ki bunun olmayacağını anladık. Open Subtitles ووصلنا إلى مرحلة عندما أدركنا أن ذلك لن يحدث أبدًا.
    Ve radikal farklı bir sonuca vardık. Open Subtitles ووصلنا الي استنتاج نهائي أليس كذلك يا عزيزتي؟
    Çok farklı bir karara vardık değil mi canım? Open Subtitles ووصلنا الي استنتاج نهائي أليس كذلك يا عزيزتي؟
    David Bridges, Alex ve ben yukarı çıkıp, tırmanmak için hazırlanıyorduk tahminen sabah 7:30, 8:00 civarı bu noktaya vardık. Open Subtitles دايفيد بريدجز وأنا وكونرد إستعددنا للتسلق ووصلنا إلي هنا قرابة ال 7 أو الثامنة صباحا
    O zamanlar arabayla gidiyorduk; eve vardık, koltuğa oturdum, sabah ikiye kadar yazdım -- herkes uyuyordu -- ve kahvaltıda onu Marlene'e verdim. TED كنا نقودُ الحافلة في ذلك الوقت، ووصلنا المنزل، وجلستُ على الأريكة، وكتبت حتى الساعة الثانية صباحا ذهب الجميع إلى النوم وأعطيتها إلى مارلين وقت تناول وجبة الفطور.
    Saatlerdir konuşuyoruz, ve bir karara vardık. Open Subtitles حسناً، لقد تحدثنا لساعات ووصلنا لقرار
    Ve şaşırtıcı bir sonuca vardık. TED ووصلنا إلى استنتاج مبدئي،
    Broadmoor'a vardık. TED ووصلنا إلى برودمور.
    Akdeniz'e vardık. Open Subtitles ووصلنا الى البحر المتوسط
    Akdeniz'e vardık. Open Subtitles ووصلنا الى البحر المتوسط
    Dün gece Wooster'dan geldik. Buradaki yeni evimize vardık. Open Subtitles لقد سافرنا من (ووستر) الليلة الماضية ووصلنا الى منزلنا الجديد هنا
    Büyük kan kaybının yan etkilerinden biriyse, sınır bir bakış açısı vermesi, bu yüzden bir sedyede olduğumu beş sent boyutunda koni görüşüne sahip olduğumu hatırlıyorum. Başımı çeviriyordum sonra St. Vincent Hastanesine vardık, koridorlardan hızla geçiyorduk, ışıkların uzaklaştığını gördüm ve bunun gibi özel efektli hatıralar. TED وإحدى الآثار الجانبية من فقدان كمية ضخمة من الدم هو ضعف الرؤية الجانبية ولذا فأنا أتذكر أنني كنت على النقالة ولدي رؤية محدودة جداً بحجم مخروط قطره قطر عملة صغيرة، وكنت أحرك رأسي ووصلنا إلى "سانت فنسنت"، ومسرعين إلى أسفل هذا الممر، وأنا أرى الأضواء تذهب، وأثر غريب من الذكريات مثل ذلك.
    Sonra Gotland'de küçük, donmuş bir körfeze vardık. Open Subtitles ووصلنا إلى خليج صغير متجمد بـ (جوتلاند)
    Tırmandık ve en tepeye ulaştık, ve bu sarp kayalığın kıyısındaydık. Roland, yanardağın diğer ucunda, bu kükürt dumanı içinde kayboldu ve ben orada bir başıma bu uçurumda yapayalnız kaldım. TED ولقد صعدنا ووصلنا إلى أقصى ارتفاع، ونحن على الحافة، على حافة الهاوية، وهذا رولاند إختفي في الدخان الكبريتي في البركان في الطرف الآخر، وأنا هناك وحدي على شفير الهاوية.
    Mirengland kasabasına ulaştık. Open Subtitles ووصلنا الى قرية ميرنجلاند
    Kazandığımızı kabul edelim. Plânımız işe yaradı. Katrina'ya ulaştık. Open Subtitles دعنا نتمسك بالنصر (لقد نجحت الخطة ووصلنا إلى (كاترينا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus