Onu görmeden edemedim, ve aralarda benim de içeri girmeme izin verdi. | Open Subtitles | لم أستطع التوقف عن مقابلتها ووضعتني حاجزاَ في طريقهما |
Başkanın ofisinde saatler hakkında bilgiyi sakladın ve beni iki arada bir derede bıraktın. | Open Subtitles | في مكتب الرئيس انت اخفيت معلومة الساعات ووضعتني في وضع مرتبك |
Beni de temizledi beni tekrar yatağa yatırdı ve ağlamaya başladım. | Open Subtitles | ثم قامت بتنظيفي ووضعتني في فراشها ثم بدأتُ بالبكاء |
Balık, patates yedik ve beni eve götürdü, yatağıma yatırdı ve bir hikâye anlattı. | Open Subtitles | أكلنا السمك والبطاطا ثم أخذتي إلى المنزل ووضعتني في السرير ثم قصت علي حكاية |
Bu sırayla olmasına gerek yok. Beni zehirledin ve beni bir deliğe tıktın. | Open Subtitles | لكنّي لا أعتقد هذا ضروريًّا، لقد سممتني ووضعتني في السجن. |
Başkomiser Barnes ve Memur Vargas gelip beni tutukladı. | Open Subtitles | الكابتن بارنز و وصل موظف فارغاس ووضعتني تحت الإقامة الجبرية. |
Beni "5 çeşit"le yakaladın, "romantik"te kaybettin ve "akşam yemeği" ile geri kazandın. | Open Subtitles | أنتي بنظري خمسة نجوم "لقد أضعتني في كلمة "رومنسي "ووضعتني أمام "عشاء |
Şaka mı şeker mi yapmak için Cadılar Bayramı kostümüme bürünmüştüm ve annem alnımdan öpüp beni yatağa yatırdı. | Open Subtitles | أُلبستُ كلياً بثياب "الهالووين" لكي أذهب إلى المعالجة سراً تحسست أمي جبيني ووضعتني في السرير. |
Bardağı taşıran ve başımı Sandefur ile belaya sokan son damla kumarin adında bir bileşendi. | Open Subtitles | كانت القشة التي قصمت ظهر البعير بالنسبة لي (ووضعتني في مشاكل مع (ساندفر (كانت مركب يدعى (كومارين |
Her neyse, Effy baba, beni taşıdığını, çırılçıplak soyduğunu ve yatağıma yatırdığını söyledi. | Open Subtitles | على أية حال, لقد أخبرتني (إيفي) أنك قمت بحملي, متعرية وعارية... ووضعتني بحنان في سريرك... . |