Bir sözlük yazarı olarak görevim mümkün olan bütün kelimeleri sözlüğe eklemek. | TED | ووظيفتي كمؤلفة قواميس هي محاولة إدراج القدر الممكن من الكلمات بداخل القاموس. |
Kanserden kurtulmanı kutlamak istedin ve bunun parasını bulmak da benim görevim. | Open Subtitles | . . لكنك اردتي ليله احتفاليه بعد شفائك ووظيفتي ان اقوم بالدفع |
Böylece konforlu ofis köşemi ve Hindistan'ın en çok yayın yapan şirketinde yayıncı konumumu bırakıp kendi işimi kurdum. | TED | ولذلك تركت مكتبي الفخم المنزوي ووظيفتي كناشرة لأكبر شركة نشر في الهند وعملت لحسابي الخاص |
Çalışma arkadaşlarım ve işim, bir istatistikmişim gibi hissedebileceğim zamanlarda beni değerli ve insan hissettirenlerdi. | TED | بأن زملائي في العمل ووظيفتي جعلوني أشعر بأنني ذو قيمة وإنسانية في الأوقات التي كنت سأشعر بأنني رقم في إحصائية. |
ve benim işim o kabuslar görmeye başladığında uyandırmak için uyanık kalmaktı. | TED | ووظيفتي كانت ان اضل مستيقظة حتى يأتي كابوسها فيكون بإمكاني ايقاظها |
Benim işim de senin işini yapmanı sağlamak, sevsem de sevmesem de. | Open Subtitles | ووظيفتي أن أدفعك إلى القيام بوظيفتك سواء راقني ذلك أم لا. |
Evimi kaybettim, bayağı bir motelde kalıyorum ve yeni kariyerim ise bir gecede sekiz kere bir direğin üstünde kasıklarımı sallayarak yabancılara kucak dansı yapmak. | Open Subtitles | واعيش في نزل رخيص ووظيفتي الحالية هي الرقص العاري الى الغرباء وانا اتارجع بواسطة جسدي على عمود ثمانية مرات كل ليلة |
Ve benim görevim de suçlu ya da suçluları adalete teslim etmek. | Open Subtitles | ووظيفتي أن أجلب المذنب أو المذنبين إلى العدالة |
Ve görevim kurtuluşumun anahtarı cezamı doldurmamdaki... yeteneğimde yatıyor. | Open Subtitles | رقمي هو 45472 ووظيفتي هي إيجاد الطريق للبقاء حيا وهي قدرتي على إمضاء الوقت |
görevim bu aileyi korumak ve başlarına bir şey gelmemesini sağlamaktır. | Open Subtitles | ووظيفتي حماية الأسرة الملكية كي لا يصاب أحد أفرادها بسوء |
Her gece buraya 17.505 kişi geliyor, ve benim görevim de onların iyi vakit geçirdiğinden emin olmak. | Open Subtitles | يأتي الى هنا كل ليلة 17.505 شخص ووظيفتي أن اتأكد ان يقضوا وقت جيد |
Bunları araştırmak benim görevim ve sizden bu konuda yardım istiyorum. | Open Subtitles | ووظيفتي هي تحري عنهما، وأنا أطلب مساعدتكم. |
Sadece karıma bağlama. Oğlumu, işimi, dostlarımı kaybettim. | Open Subtitles | لأن زوجتي تركتني, خسرت إبني ووظيفتي وأصدقائي |
Hayatımı tamamen değiştirmek işimi bırakmak, evimi bırakmak benim seçimimdi. | Open Subtitles | كان باختياري أن أجتث حياتي بأسرها فغادرت بيتي ووظيفتي التي اتّضح أنّي بارعة جدًّا بها. |
Ben , işimi ailemi kaybettim . Ben bir Alkolliğim. | Open Subtitles | لقد فقدت عائلتي, ووظيفتي وأنا مدمن. |
Sen bu ekibin liderisin ve işim sana destek olmak. | Open Subtitles | أنت قائد هذا الفريق ووظيفتي هي أن أساندك |
Tüm söylediğim bir çok şey yaşadığınızı biliyorum ve işim de ne olduğunu anlamak. | Open Subtitles | ما أود قوله هو أنني أعرف أنك مررت بالكثير ووظيفتي هنا أن |
Özel hayatım ve işim arasında seçim yapmak zorunda olmayı kabul etmekte zorlanıyorum. | Open Subtitles | أنا وجدت صعوبة في انه علي الاختيار بين علاقتي ووظيفتي |
ve benim işim çoğunuz gibi bir şey yanlış gittiğinde onu nasıl düzeltileceğine bakmaktansa, çok sayıda farklı türdeki hayvanları incelemek ve her şey olması gerektiği gibi gidiyorken dokularının ve organlarının nasıl çalıştığını anlamak. | TED | ووظيفتي هي النظر في الكثير من الأنواع المختلفة من الاحياء ومحاولة فهم كيف تعمل اعضاؤها وأنسجتها عندما يكون كل شيء على ما يرام, بدلاً من محاولة فهم كيف يمكن اصلاح الاشياء عندما لا تعمل, كالكثير منكم. |
O para Kinaho kabilesine ait ve benim işim de o parayı sağlama almak. | Open Subtitles | ذلك المال يعود لقبيلة "كيناهو" ووظيفتي هي المحافظة على ذلك المال |
Benim işim de, bunların senin görevin olmasını sağlamak. Tamam. | Open Subtitles | ووظيفتي أن أحرص على قيامكِ بهذه الأمور فقط |
Hayatım burada. Arkadaşlarım, kariyerim. | Open Subtitles | حياتي بأكملهـا هنـا أصدقائي ووظيفتي |
Hayatım, kariyerim. Sürekli evde olan biri değilim. | Open Subtitles | ...بسبب حياتي, ووظيفتي فأنا لست متواجداً طوال الوقت |