"ويبقى" - Traduction Arabe en Turc

    • kalır
        
    • kalacak
        
    • kalıyor
        
    • duruyor
        
    • kalan
        
    - Asla 2:00'den önce gelmez. Kapanışa kadar kalır. Open Subtitles لن يأتي ابداً قبل الثانية أو الثانية والنصف، ويبقى حتى نُغلق
    Hapları eriticiye koyarsan, sadece protein ve biyolojik maddeler kalır. Open Subtitles ونقوم بجمع العقاقير ونذيبها بورق القصدير ويبقى البروتين والمواد الحيوية الأخري في الدواء
    Rick, Laszlo, Amerika'ya gitmemeli. O, Casablanca'da kalacak. Open Subtitles يجب ألا يغادر إلى أمريكا، ويبقى في الدار البيضاء.
    Rick, Laszlo, Amerika'ya gitmemeli. O, Casablanca'da kalacak. Open Subtitles يجب ألا يغادر إلى أمريكا، ويبقى في الدار البيضاء.
    Deli olmasına deli diyelim. Ne kalıyor geriye? Etkenini bulmak bu etkenin. Open Subtitles فلنسلم اذن بانه مجنون ويبقى امامنا الان ان نكتشف سبب هذا المرض؟
    Bir kere saçını kestiriyorsun istediğin stilde, ve o model ölene değin aynı kalıyor. Open Subtitles تقومين بقصّ شعرك بالطريقة التي تحبّينها ويبقى على حاله للأبد..
    Orada bir bankaları var. Geç saatlere kadar açık duruyor. Open Subtitles لديهم بنك هناك أيضاً ويبقى مفتوحاً حتى وقت متأخر
    Şimdi,kim kusmadan en uzun süre dayanırsa... dolapta kalan son parça pastayı alacak. Open Subtitles الآن من يشرب ويبقى لأطول وقت يأخذ آخر قطعة من الفطيرة في الثلاجة
    Göç etmez, yuvasının yakınlarında kalır ve yerel restoranda yemek yer. Open Subtitles لا يهاجر ويبقى في الأحياء ويأكل من المطعم الشعبي
    Claude Rafa'yı öldürür ve Esther'le evde kalır. Open Subtitles كلود يقتل الرافا ويبقى مع ايستر في المنزل.
    Bu silah bende oldukça, kelepçeler sende kalır. Open Subtitles وساَبقي المسدس. ويبقى هو مقيد.
    Ve bir 18 saat daha öyle kalır, yani yaklaşık bir gündür ölü. Open Subtitles ويبقى لـ 18 أخرى إذاًَ مات لحوالي يوم
    Noel boyunca gelip evimde kalacak bir dedektife ihtiyacım var. Open Subtitles أحتاج الى محقق لأن يأتى ويبقى هنا فى منزلى حتى الأعياد
    Sonra telefonla patlatacağız... bu telefon bende kalacak. Open Subtitles يمكن ان افعل هذا بهاتفي ويبقى هذا الهاتف معي
    Kuzu kuzu yatakta kalacak türde biri değil ki o çocuk. Open Subtitles انه ليس من النوع الذي يطيع الأوامرِ ويبقى في السريرِ
    Bak... eğer bankaya kredinin yüzde 70 geri ödersen... kredi ceza suçlamaları düşürülecek geriye sivil davan kalacak. Open Subtitles اسمع,انه يقول انك اذا اعدت سبعين بالمائه للبنك من القرض سيسقطون عنك التهم الموجه اليك ويبقى عليك فقط الحق العام
    Gündüz uyuyor, ve gece baykuş gibi ayakta kalıyor. Open Subtitles يَنَامُ أثناء النهارِ، ويبقى متيقظا مثل البومه بالليل
    Teknolojiden pek anlamam ama özünde iki kat daha yüksek ve ince ama yine de ev sıcak kalıyor. Open Subtitles لا أفهم التكنولوجيا لكن أساساً أنه ضعف الأرتفاع ، أرفع ويبقى ساخناً
    Ve bazı geceler orada kalıyor, öyle değil mi? Open Subtitles لكن مازال يزور أطفاله ويبقى أحياناً
    Yepyeni ama takılıp duruyor. Open Subtitles الشيء الذي العلامة التجارية الجديدة ويبقى أن يعلقوا.
    İnsanlar canlarını ve topraklarını kaybediyor ama sizin canınız ve topraklarınız duruyor Open Subtitles تبقى الأرض ويذهب الناس والكل يذهب، بل تذهب الأرض ويبقى الناس،
    Ve kalan tek balık çitliği ve ticari balık çiftliği, daha önce karideslerin olduğu yerde bir denizanası çifliği. TED ويبقى الصيد الوحيد وصيد السمك التجاري هو صيد قنديل البحر نرى في اليمين , حيث كان يوجد الروبيان

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus