"ويتحدثون" - Traduction Arabe en Turc

• konuşuyorlar
• konuşurlar
• bahsediyorlar

Şimdi, bazı insanlar buna bakıyor ve sığ materyalizm hakkında konuşuyorlar. Fakat bu kesinlikle ona bakmak için yanlış bir yoldur.
بعض الناس ينظرون إلى هذا ويتحدثون عن المادية السطحيّة، ولكن هذه طريقة خاطئة للنّظر في الموضوع.

(öpücük baba) birkaç gündür burdalar ve İspanyolcayı bülbül gibi konuşuyorlar.
لقد امضوا هنا ايام عده ويتحدثون الاسبانيه جيدا

Pek çok akıllı kadın, güzel olamayacakları kadar çok düşünüyorlar ve iyi sevişemeyecekleri kadar çok konuşuyorlar.
تعلمين، الكثير من النساء الذكيات يفكِرن كثيراً لكي يكونوا جميلات ويتحدثون كثيراً لكي يُضاجعوا جيداً

Yeni bir sayfa açtılar, ekolojik açıdan konuşuyorlar.
لقد بدأوا صفحة جديدة ويتحدثون عن حقوق الييئة

Haftalık çalışma grupları var burada öğretmenler bir araya gelip iyi giden şeyler hakkında konuşurlar.
ولديهم اجتماعات دراسية أسبوعية، بحيث يجتمعون معا ويتحدثون عن أفضل طرق العمل.

Toplantı odasına gidiyorlar, bir araya geliyorlar, ve gerçekte kullanışlı olmayan şeylerden bahsediyorlar genel olarak.
يجتمعون في غرفه الإجتماعات ويتحدثون عن أشياء غير مهمه عاده.

Belçikalı hayranlar buraya gelip İngiliz hayranlarla konuşuyorlar.
يأتون الى بريطانيا ويتحدثون مع مُعجبين بريطانيا, او العكس

Şu anda da denizaltı ile konuşuyorlar.
ويتحدثون إلى اللجنة الفرعية في الوقت الحالي.

Gerçekten o kadar ileri gidip tek bacaklı kadın hakkında mı konuşuyorlar?
أعني، أيجتمع الناس ويتحدثون بالسوء عن الفتاة ذو القدم الواحدة؟

Kasabaya gidiyorlar ve ANC yoldaşlarıyla konuşuyorlar sen niye gitmiyorsun?
يذهبون إلى المدينة ويتحدثون مع اللّبِقين -أنصار المُؤتمر الوطني ، لماذا ؟

Ve benle kesin bir dille konuşuyorlar.
ويتحدثون معي كذلك بطريقة مخصصة

Bitkilere bir şeyler okuyup onlarla konuşuyorlar.
هم ... يقرأون ويتحدثون إلى النباتات والخضروات

açıkcası öğrendiğim şey şu ki, bu topluluklarda ne zaman sinirler gerilse birisi gidip bütün zehirli okları çalıların arasına bir yerlere saklıyor ve ondan sonra herkes çember oluşturarak oturuyor oturuyor ve konuşuyorlar, ve konuşuyorlar, konuşuyorlar
حسناً .. الذي تعلمته انه ما ان يتصاعد الضغب في هذه المجتمعات يذهب أحد اعضاء القبيلة ويخبأ الاسهم المسممة في الغابة ومن ثم يجلس الجميع في حلقة مثل هذه التي في الصورة ويتحدثون عن كل شيء .. ويستمرون بالتحدث

Sadece bir yere oturup konuşuyorlar.
مجرّد يجلسون ويتحدثون

Çok kızgınlar. Benimle konuşuyorlar.
انهم غاضبون ويتحدثون الي

Benimle konuşuyorlar.
أراهم، ويتحدثون معي.

Bir de bilmedikleri konularda konuşuyorlar.
ويتحدثون حول أشياء يجهلونها

Sanchez ile konuşuyorlar.
(ويتحدثون لـ(سانتشيز

Clifton's etrafında oturmayı severler ve durmadan konuşurlar.
"يحبون الجلوس في "كليفتون ويتحدثون كثيراً

Muhasebeden mal arkadaşları var ve sarhoş olup W-2'lerden bahsediyorlar.
حتى الآن لن يحضر إلا أصدقاؤه المملين من المحاسبة، ويثملون ويتحدثون عن تقارير الأجور