Ekonomistleri bilirsiniz, paraya bayılırlar, hep daha çok para isterler, hep büyümek isterler. | TED | ولكن علينا ان نعي .. ان الاقتصادين يحبون الاموال .. ويحبون الكثير منها .. ويريدون النمو دوما |
Gürültüyü severler. Sağı solu tekmelemeye bayılırlar! | Open Subtitles | يعشقون الضوضاء ويحبون ضرب الأشياء |
Bengal'le ilgili iki şey vardır: leziz yemeklerini ve tatlılarını severler. | TED | أمرين حول البنغال : يحبون أطباقهم اللذيذة ويحبون حلوياتهم |
Rekabeti takdir ederler ve etkili iletişimi severler. | TED | يقدرون روح التنافس ويحبون التواصل بفعالية. |
İncelemeyi seviyorlar, bilim müzelerine gidiyorlar. | TED | ويحبون البحث في الأشياء. ويذهبون إلى المتاحف العلمية. |
Günde 10 defa kavga ediyorlar, 30 defa birbirlerini seviyorlar. | TED | إنهم يتشاجرون 10 مرات يوميًا، ويحبون بعضهم البعض 30 مرة يوميًا. |
Hepsi aç, hepsi sarhoş, ve bu mutfaktan çıkan herşeye bayılıyorlar. | Open Subtitles | الناس جوعى ، يشربون ويحبون كل شيء يخرج من هذا المطبخ |
Gürültüyü severler. Sağı solu tekmelemeye bayılırlar! | Open Subtitles | يعشقون الضوضاء ويحبون ضرب الأشياء |
North Carolina' ya uçmak zorunda kalan moda eleştirmenleri tarafından yargılanacağım ve kaybedenleri izlemeye bayılırlar. | Open Subtitles | أنا على وشك أن يتم تقييمي من طرف نُقادأتوامن "كاروليناالشمالية". ويحبون حضور الفشل. |
Konuşmalarını güçlendirecek konu başlıklarına bayılırlar. | Open Subtitles | ويحبون تناقش موضوع مهم أمام العلن .. |
Ve orada polislere bayılırlar. | Open Subtitles | ويحبون رجال الشرطة هناك. |
- Kara Birlikten nefret ederler ama dövüşmeye bayılırlar. | Open Subtitles | يكرهون (بلاك ليج) ويحبون القتال |
Gençler düşünmeden davranırlar ve yeni şeyler denemeyi severler. | TED | فالمراهقون مُنفعلون ويحبون تجربة الأشياء الجديدة. |
İyi giyinen adayların, işi bilmelerini severler. | Open Subtitles | ويحبون أن يكون المتقدم للعمل يرتدي ثياب جيدة ويعرف ماهية عمله بالتحديد |
Kardeşler birbirlerini ve birlikte çalışmayı severler. Bu yüzden biz de bunu yapmalıyız. | Open Subtitles | الأخوة والأخوات الذين يحبون بعضهم البعض ويحبون العمل معا |
Sevdikleri hayatta yaşıyorlar, ve yaşadıkları hayatı seviyorlar. | Open Subtitles | ويحبون الحياة التي يعيشون ويعيشون التي يحبون |
Vakit geçirmeyi seviyorlar, ikinci sınıftalar. | TED | ويحبون اللعب. إنهم في المستوى الثاني. |
Hepsi bir aradalar. Birbirlerini seviyorlar. | Open Subtitles | يوطدون علاقتهم ببعضهم ويحبون بعضهم |
Hırsızlar ve sözleşmeli köle olmaya bayılıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يسرقون ويحبون يجري متعاقد معهم الخدم. |
Hint filmlerine de bayılıyorlar. | Open Subtitles | ويحبون هؤلاء الراقصين... |